(Dünden devam)

Bediüzzaman ve Nur Talebeleri, Kastamonu ve civar ilçelerinde bahsi geçen iman ve Kur’an hizmetlerini şevk ve gayretle yaparlarken, bir takım güç merkezleri bu çalışmalardan son derece rahatsız olmuşlardı. Milletin, dünya ve âhiret saadetini temin için yapılan bu faaliyetler irtica olarak algılanıyordu. Dinden uzak bir hayat tarzı medeniyet diye takdim ediliyor, din terakkiye manidir yaftasıyla, din ve dine hizmet edenlere üvey evlat muamelesi yapılıyordu.

Nihayet, 1943 senesinde Bediüzzaman ve bir kısım talebeleri Kastamonu’da tevkif edilmiş ve Denizli hapishanesine gönderilmişti. Hapishanedeki mahpuslar ondan dinî nasihatler istemiş, o da onlara namaz kılmalarını, Kur’an okumalarını ve geçmiş günahlarına tövbe ve istiğfar etmelerini söylemişti. Ancak, Kur’an okumasını bilmediklerini söyleyen mahkûmlara “Benim bir çok talebem buraya getirilecek. Onlar size hem Kur’an okumasını hem de namaz kılmasını öğretirler.” demişti.

Gerçekten, Bediüzzaman’dan sonra tutuklanan ve üç ay İnebolu hapishanesinde kalan İbrahim Fakazlı ve diğer İnebolu kahramanları daha sonra Denizli’ye sevk edilmiş ve dokuz ay da orada yatmışlardı. Yetmiş kadar Nur Talebesi bu zaman zarfında mahkûmlara Kur’an okumasını ve namaz kılmasını öğreterek Üstadı doğrulamışlardı.

Bütün mahpuslar Nur Talebelerine “Hocalar” diye hitap ediyor, beş yüz mahpusun tamamı namaz kılıyordu. Üç dört adamı tavuk keser gibi öldüren nice azılı katiller ıslah olmuş ve tahta kurusunu bile öldüremez bir halde merhamet sahibi olmuşlardı. Asayiş mükemmeldi. Ancak su sıkıntısı vardı. Çünkü, herkes namaz kılıyordu. Hapishane müdür ve gardiyanları bu hali görünce “Mahpusları ıslah için on beş yıl hapse atmaktansa, on beş hafta Risale-i Nur okutulsa daha çabuk ıslah olurlar.” diyorlardı. Bediüzzaman da “Bir zaman gelecek, hapishane müdür ve alâkadarları, Risale-i Nurları mahpuslara ekmek ve ilaç gibi dağıtacaklar, inşaallah.” diye müjdeliyordu.

Denizli hapishanesinde Bediüzaman ile birlikte yatan İbrahim Fakazlı Ağabey, Afyon hapishanesinde de onunla birlikteydi. Risale-i Nur semasının yıldız talebelerinden biri de o idi. Doksan yaşına giren yorgun bedeni iyice yıpranmıştı. 2003 yılının bir Ramazan ayının yedinci günü, huzur içinde ruhunu Allah’a teslim etti. Çok sevdiği Üstadına ve vefat etmiş diğer Nur Talebelerine kavuştu. O da kabre gülerek girenlerden olmuştu. Risale-i Nur semasından bir yıldız daha kaymış ve berzah âlemlerine geçmişti. Ruhu şad, mekânı cennet ve derecesi yüce olsun. Ruhuna binler Fatihalar…

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)