Hayat denilen en kıymetli varlığımız, her zaman tek düze gitmiyor. Sağlık ve afiyet içinde yüzerken, bir de bakıyorsunuz hastalık ve başka türlü arızalar hayatınızı istila etmiş.
Cenab-ı Hakkın bin bir güzel isimleri vardır. Bu isimlerin kâinatta nihayetsiz tecellileri olduğu gibi, küçük bir kâinat olan insanda da yansımaları vardır. Allah bu güzel isimlerin güzelliklerini, bizzat kendisi sanatlı yarattığı varlıklarda görmek istemektedir. Tek düze devam eden bir hayatta o isimler kendini gösteremezler. Hem sağlık ve afiyet yanında hastalıklar, musibetler ve belalar vasıtasıyla hayat terakki eder, tasaffi eder, kendinden beklenen maddi ve manevi neticeleri verir. Hadis-i şerifte haber verildiği gibi “Hastalıklar, sabun gibi günah kirlerini yıkar, temizler. Olgunlaşmış bir ağacın silkmekle nasıl meyveleri düşer, imanlı bir hastanın titremesinden de günahları öyle düşer.” İmanlı hastalar için böyle müjdeler vardır.
Vücutta asıl olan sağlık, sıhhat ve afiyetdir. Hastalıklar ise, çok değişik maslahat ve faydalar hem de imtihan için gönderilmiş misafirlerdir. Hastalık vazifesini yaptıktan sonra, Bediüzzaman’ın dediği sağlığa der ki “Bu vücut senindir, gel benim yerimde daimi kal.” Hastalık ve musibetlerin kimin tarafından gönderildiğini bilmek lazımdır. Sahibini ve göndereni bildikten sonra “Güzelden başa ne gelse, o dahi güzeldir.”diyebilen insan, onu misafir gibi ağırlar ve Allah’ın alem eczanesinde depoladığı ilaçlardan istifade ederek tedavisini de olur.
Bir hafta önce şiddetli bir soğuk algınlığı ile karşılaştım. Ağır bir misafirdi. Onun için “Eğer ilaç kullanırsan bir hafta, ilaç kullanmazsan yedi gün sürer.”derler. Gerçekten tam yedi gün sonra hem ağrılarım hem şiddetli öksürük ve sıvı atımı hem de ses kısıklığım sona erdi. Tekrar eski sağlığıma kavuştum. Hastalık vazifesini yaptı gitti, geriye inşaallah sevap meyvelerini bıraktı. Hem de, sabretmek ve şükretmek şartıyla bir çok günah kirlerini de yıkadı. Bunun için Allah’a ne kadar şükretsem azdır. Ezelden ebede kadar Elhamdülillah.
www.asyanur.info