Dağ gibi bir çam ağacını bir nokta gibi küçücük bir çekirdekte özetleyen ve yerleştiren İlâhi Kudret, maddi ve manevi âlemleriyle uçsuz bucaksız kâinatı da, bir fihrist gibi insanda hülâsa etmiştir.

Yaklaşık yüz trilyon hücreden meydana geldiği ifade edilen insan bedeninde akıl, kalp, ruh ve hayal gibi nice manevi duyguları yerleştiren Allah (c.c.), göz, dil, yürek, akciğer, karaciğer, mide ve böbrek gibi nice maddi organlarla da donatmıştır. İnsan hayatının devamı için ne lâzımsa hem insan bedeninde, hem de yaşadığı âlemde hazır etmiştir. Hiç bir eksik ve karşılıksız bırakılmamıştır.

Bahsi geçen organlar içinde en kıymetlilerinden olan göz ve dil, üzerinde cidden tefekkür edilmesi lâzım gelen iki paha biçilmez âletlerdendir. Bediüzzaman Hazretlerinin “Göz bir hassedir ki, ruh bu âlemi o pencereden seyreder.” dediği gözümüz, bir arının çiçek tarlalarına gidip, muhtelif çiçeklerin usare denilen öz sularını çekerek bal ürettiği gibi, göz de arı misali kâinat bahçesinde İlâhi sanatları temaşa edip ibret alarak, kalp kovanında iman balı yapar. Böylece sahibini dünya ve âhirette ebedi saadetlere mazhar eder.

Dil ise, on binden fazla farklı tatları fark edip tadarak, İlâhi nimetlere şükrettiği gibi, iman ve Kur’an hakikatlerini tebliğ, zikir ve şükür vazifesini de yerine getirir. Sadece bu iki cihazın kıymetini, kör ve dilsiz olanlara sormak lâzım. Dünya verilse ne gözlerimizi ve ne de dilimizi onunla değiştirmeyiz. Fakat her zaman dil ve gözlerimiz aynı vazifeleri gördüğü için, onların ne kadar kıymetli olduğunu düşünmeyiz bile. Cenab-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’inde “Size verilen nimetleri saymaya kalksanız, saymakla bitiremezsiniz.” (Nahl Suresi. 18) ayetiyle, insanın ne kadar nankör ve zalim olduğunu nazara vermektedir.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)