İslâm dininin ve Müslüman olmanın beş şartından biri olan oruç ibadeti, önceki peygamberlerin ümmetlerine farz kılındığı gibi, İslâm dininde olanlara da farz kılınmıştır.

Samed olan Yüce Allah, bütün âlemlerden müstağni olduğu için hiç bir şeye muhtaç olmadığı gibi, insanların da oruç ve diğer ibadetlerine ihtiyacı yoktur. Zira Cenab-ı Hak, her şey Kendisine muhtaç olduğu halde, O ise hiç bir şeye muhtaç olmayandır.

Ancak, insan yaratılıştan ibadete muhtaçtır. Âdeta mânen hastadır. İbadet ise, manevi hastalıklarına bir ilâç gibidir. Bediüzzaman Hazretlerinin  verdiği örnekte olduğu gibi: Bir hastanın doktorunun ilâç içme hususunda yaptığı ısrarına karşılık, hastanın doktora “Senin ne ihtiyacın var ki böyle ısrar ediyorsun.” demesi ne kadar anlamsız bir durum ise, Yüce Allah’ın ibadet noktasındaki ısrarına ihtiyaç cihetinden bakılması da öyle anlamsızdır.

Bedeni ibadetlerden olan oruç, insanın şahsi hayatını bir intizam altına alır. Yüce Allah’ın kulu olduğunu öğretir. O izin vermeden elini suya bile uzatamayacağını bildirir. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın ihsan ettiği sayısız nimetleri yemek ve içmekte hür olmadığını anlamasını temin eder. Açlığın insanı perişan eden acı bir gerçek olduğunu talim etmekle, diğer muhtaç olan insanlara acımak duygusunu inkişaf ettirerek yardım elini uzatmasını sağlar. İnsanı ahlâk bakımından yüceltir ve güzelleştirir. Gafletle kendindeki nihayetsiz acizlik ve fakirlik cihetini unutan nefse, çelikten yapılmış sağlam bir vücudu olmadığını, çabuk bozulur ve dağılır et ve kemikten ibaret çürük bir beden sahip olduğunu hatırlatır. Nefsin gurur ve kibir  duygularını kırıp ezerek, Allah’ın degâhına  sığınmaya bir arzu hissini kazandırır.

Ramazan-ı Şerif, bu fâni dünyada bâki âlemi kazanmak için kurulmuş bir pazar veya bir panayır gibidir. Yapılan amellerin sevabı bire bin kat değer kazanır. Kur’an-ı Kerim’in her bir harfinin en az on sevabı vardır. Ramazan-ı Şerifte ise, okunan her bir Kur’an harfine on değil bin kat sevap verilir. Âyet-el Kürsi gibi ayetlerin her bir harfi binler sevap kazandırırken, Ramazan-ı Şerifin Cuma günlerinde daha fazla sevap verilir. Kadir Gecesinde ise, İlâhi rahmet coşar ve her bir okunan Kur’an harfine otuz bin kat sevap ihsan edilir. Böylece, bu fâni ömür içinde ve kısa bir hayatta , yalnız Kadir Gecesinde bin aydan daha hayırlı bir netice elde edilir. O da, seksen dört seneye yakın bir ömür meyvesi demektir. (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0