İnsan bu dünyaya bir misafir olarak gönderilmiştir. İmtihan olmak için bir memur olarak tayin edilmiştir. Çok ehemmiyetli istidat ve kabiliyetlerle donatılmıştır. O istidatlara göre çok önemli vazifeler yüklenmiştir. O vazifelere ve gayelere çalıştırmak için de şiddetli teşvikler ve dehşetli tehditler edilmiştir.
Esmâ- i Hüsnânın nihayetsiz tecellilerine mazhar olan kâinat gibi, küçük bir kâinat hükmünde olan insanda da o Esmâ-i İlâhiyenin cilveleri ve yansımaları vardır. Sıhhat ve lezzet gibi müspet ve faydalı şeyler nasıl insanı şükre ve minnet etmeye sevk ediyor. Öyle de musibetler, hastalıklar, elemler ve sair ârızalı haller, insanın mahiyetine konulan âcizlik, zayıflık ve fakirlik gibi hakikatleri işlettirir. Nefsin enâniyeti, gurur ve kibri kırılır. Allah’ın dergâhına iltica etmeye ve sığınmaya sevk eder. Halis bir kulluğa sebep olur. Başka zamanlarda farkına varamadığı güzel duygular inkişaf etmeye başlar. Esmâ- i Hüsnânın sayısız cilvelerine mazhar olmakla yaratılış vazifesini yerine getirir. Eğer o insan, aklı başında ve hakiki bir imana sahip ise “İnkâr ve sapıklık dışında her hâl üzere Allah’a hamd olsun.” der.
Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi “Musibet, hatanın neticesi; mükâfatın mukaddemesidir.” Başa gelen bir çok musibetler, geçmişte işlenmiş hataların sonucudur. Meselâ; zekâtını vermeyen bir Müslümanın, her halde o zekât kadar bir malı bir şekilde elinden çıkar. Ya hırsızlar çalar, ya da hastalık ve kazalar gibi olaylarla kaybeder. Zekât sevabını alamadığı gibi, ihmal etmenin bedelini de ayrıca öder.
Bir kısım musibetler de İlâhi birer ikaz ve uyarıdır. Yanlış gidişattan döndürmeye vesiledir. Bu açıdan bakıldığında, o insana böyle musibetler Allah’ın büyük bir lütfudur. Bediüzzaman’ın verdiği bir misalde söylediği gibi, başkasının tarlasına tecavüz eden koyun sürüsüne, çobanın attığı bir taşa isabet alan bir koyun, çobanın rızası olmadığını anlar, kendi döner ve sürü de onunla beraber döner.
Bu misalde olduğu gibi, kaderden gelen bir musibet taşına muhatap olan bir mümin “Biz, muhakkak Allah’ın kullarıyız. Ondan geldik ve yine Ona döneceğiz.” diyerek, Cenab-ı Hakkın bizi bizden daha iyi düşündüğünü idrak eder, üzülmez, musibetteki mesajı anlar ve bütün samimiyeti ile Allah’a iltica eder. (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0