İnsan bir yolcudur. Onun önünde çok uzun bir yolculuk vardır. Ruhlar âleminden başlayan bu sefer, dünyadan ve mahşerden geçer ve sonsuzluk ülkesinde sona erer. Dünya hayatında iken de yolculuklar yaparız. Ebediyet yolculuğuna göre bu yolculuklar oldukça kısadır. Onların bitişi, bir gün bahsi geçen ebet yolculuğunun da biteceğine işaret eder.
İki hafta içinde Bolu, Düzce, Zonguldak, Karabük, Bartın, Kastamonu ve Konya illerine seyahatlerimiz oldu. Yönetim kurulunun aldığı karar gereği, mensuplarımızın genel gidişat hakkındaki tavsiye, tenkit, tebrik ve görüşlerini bizzat mahallerinde almak ve uygulamak maksadıyla raporlar tanzim ettik. Memnuniyetle ifade etmek gerekir ki, genel kanaat hep olumluydu. Düzeltilmesi veya ikmal edilmesi gereken noktalar samimiyetle dile getirildi. Bazı eleştirilerin gayesi, elbette daha iyiyi, daha güzeli bulmak ve tatbik etmekti. Görüş ve kanaatlerini hür bir ortamda ve gönül rahatlığı ile dile getiren bütün dostlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Allah hepsinden razı olsun.
Bu yolculuklar esnasında yol arkadaşlarımız da oldu. Zonguldak ilinden Karabük iline geçerken koltuk arkadaşım sendika faaliyetlerinin içinde aktif vazife almış konuşkan bir Halk Partiliydi. Dünya ahvalinden bir hayli konuştuktan sonra “Dünyanın işleri bitmez ve her zaman da düzgün gitmez. Asıl âhiret işleri nasıl gidiyor? Bir hazırlık var mı?” diye sordum. Hiç beklemediği bu soru karşısında önce şaşırdı. Biraz sonra “Ben, beş vakit namazımı kılarım ve orucumu tutarım. Hatta bu sene hacca gitmek için müracaat ettim fakat yedeğe kaldım. İnşaallah seneye giderim.” dedi. Bu duruma fevkalâde memnun olduğumu söyledim. Sonra “Sizin parti yönetiminizin tepesinde bulunanlar böyle şeylere pek sıcak bakmazlar. Hatta dininin icaplarını yerine getiren insanlara mürteci gözüyle bakarlar ve onlarla uğraşırlar. Karabük il teşkilatınıza bir mescit açtırmaya kalksanız seni partiden ihraç ederler.” dedim. Kahkahayla gülerek “Vallahi doğru söylüyorsun. Ama ben onlar gibi değilim. Bu gün dünyada isek yarın öbür tarafta olacağız. Oraya giderken elim boş olarak gitmek istemem.” dedi. Daha sonra Çankırılı ve Demokrat Partili bir ailenin çocuğu olduğunu ve bu işlere nasıl bulaştığını anlattı. Dinî konulara kayan sohbetimiz onu o kadar sarmış ve kaynaşmıştık ki, beni Yeni Asya bürosuna kadar bizzat götürdü. Kendisine tekrar görüşmek dileklerimizle birlikte iki gazetemi hediye ettim. Garip bir denk gelme olayıdır ki, bir kaç gün sonra Ankara otobüs terminalinde aynı şahısla tekrar karşılaştık ve kırk yıllık dostlar gibi kucaklaştık. (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0