Anadolu Seyahat Notları

KAHRAMANLAR DİYARI- 2 (HATIRA YAZILARI- 95)

Bir Cuma akşamı gittiğimiz Kahraman Maraş’ta akşam dersimizi birlikte paylaştık. Hizmet merkezinin üç yüz metrekare olan geniş salonu oldukça kalabalıktı. İlk dersi yazarlarımızdan Sabahattin Yaşar yaptı. İstişarenin önemi üzerine bina edilen ders, gerçekten ciddi anlamda istifadeye vesile oldu. İkinci dersi de biz yaptık. Kâinatın mayası ve rabıtası olan muhabbet üzerine yapılan bu ders de, hepimiz için bir feyiz kaynağıydı. Kitap imzalanması ve yatsı namazının kılınması ile birlikte muhabbet seli ve kucaklaşmalar eşliğinde program sona erdi.

Cumartesi günü, Doktor Bayram kardeşin kaptanlığında, Mehmet ve Ömer kardeşlerin refakatinde Elbistan yolundayız. Önce yol üstündeki Ashab-ı Kehf Külliyesine uğradık. Öğle namazını kıldıran genç imam, asıl imam Umreye gittiği için bu vazifeyi de yapıyor hem de gelenlere rehberlik yapıyordu. Turizm mezunu olan bu kardeşimizin ifadesine göre, Afşin, İzmir ‘in Efes, Diyarbakır’ın Lice ve Tarsus’ta bilinen Ashab-ı Kehf’tan başka, Avrupa ve Asya’da  otuz üç mekânda daha varmış. Fakat en çok bilineni, turistik özelliğe de sahip olan Tarsus’taki Ashab-ı Kehf’tir. Kur’an-ı Kerim’deki anlatıma en uygun olanı ise, Afşin’deki Ashab-ı Kehf mağarasıdır.

Bütün sene boyunca toplam yüz yetmiş gün sabah gün doğumu ve gün batımı güneş ışığını alan, mağaraya bakıldığı zaman sağ tarafında kaynak suyu bulunan ve sol tarafındaki düzlük alanı barınmaya müsait olan bu mağaranın, gerçek Ashab-ı Kehf olduğunu ispatlamak isteyen Afşin ilçesinin yetkili makamları mahkemeye müracaat eder ve altı sene süren tahkikat neticesinde, sulh mahkemesinde dâvâyı kazanır ve bu belgeyi mağara girişine yerleştirirler. Yedi inançlı gencin, Dakyanus adlı zalim hükümdarın zulmünden kaçarak sığındıkları bu mağarada, Kur’an’ın bildirdiğine göre üç yüz dokuz yıl uykuda kalıp sonra uyandırılırlar. Sonra içlerinden biri, elindeki parayla şehirden ekmek almaya gittiğinde,  çok eskiye dayanan bu para ile durum anlaşılır. Zamanın inançlı kralının, sadece ruhların mı yoksa bedenler de dahil mi dirilecek tereddüdüne bir delil ortaya çıkar. Kısa bir zaman sonra vefat eden bu gençlerin olduğu bu mağaranın etrafına önce Hristiyanlar bir kilise yapar, sonra Müslüman olan hem erkeklere hem de kadınlara ait birer cami inşa edilir. Selçuklular ve Osmanlılar zamanında yapılan ilâve binalarla bir külliye haline dönüşen bu alan, şimdi ziyaretçilerle dolup taşmaktadır.

Afşin’den sonra ulaştığımız Elbistan ilçesinde yüz elli bin nüfus var. Oradaki cemaatimizin üç daireyi birleştirerek meydana getirdiği üç yüz metrekarelik hizmet merkezimizin geniş salonu, Cumartesi umumi derste yeni katılanların da iştirakiyle neredeyse dolmuştu. Onları da dikkate alarak paylaştığımız ders herkes için faydalı oldu. Nurullah kardeşin öncülüğünde faaliyete geçen özel Yıldız Koleji personeli ve öğrencileri de derse katılanlar arasındaydı. Hem Kahraman Maraş hem de Elbistan’da , yayınlarımız arasında çıkan beş farklı kitaptan oluşan üç yüz adet kitabın imzalanması da, bu hizmet çeşitliliği içinde  ayrı bir güzellikti. Kahramanca iman ve Kur’an hizmetlerine sahip çıkan bu kahraman dâvâ adamlarını tebrik ediyor ve her tarafa hüsn-ü misal olmalarını Cenab-ı Haktan niyaz ederek başarılarının devamını diliyoruz.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)

Reklam

Yorum Yap