Bütün dünya devletlerinin en çok üzerinde durduğu ve ideal bir hedef olarak gördüğü konuların başında, idare ettiği milletin birliği ve insanlarının birbirlerini severek; asâyiş, emniyet, huzur ve güven içinde yaşamalarını temin etmektir.

İnsanların yaratılıştan farklı kabiliyet, karakter, mizaç ve huylara sahip olduğunu dikkate alan ve tornadan çıkmış gibi tek tip düşünen, tek tip insan ve tek tip yaşayan toplum modelini uygun bulmayan modern ve demokratik ülkeler; cemiyette var olan farklılıkları tabii bir zenginlik olarak gördüklerinden, demokrasinin sağladığı engin bir hoşgörü ortamında ve karşılıklı saygı atmosferinde, milletlerini emniyet ve huzur içinde yaşatmayı başarmışlardır.

Farklı kültürlerin, farklı inançların ve farklı hayat tarzlarının bir arada ve rahatlıkla barınabildiği gelişmiş demokrat ülkeler, bahsi geçen hakikatin en açık bir delili ve şahididir. Avustralya’dan gelen bir  dostum, oradaki toplumun hayat tarzlarını ve dünyanın değişik yerlerinden göçmen olarak gelen çok farklı kültürlerin ve dinî inanç sahiplerinin, nasıl bir rahat ortam içinde hayatlarını sürdürdüklerini anlattığı zaman, demokrasinin güzelliğini bir daha yakından anlamış oldum.

Aslında böyle bir atmosferin örneğini bizim ecdadımız en güzel şekliyle yaşamış. “Dinde zorlama yoktur.” ayetinin emrine samimi olarak uyan İslâm hükümetleri, hâkimiyeti altındaki azınlıklara veya fethettikleri topraklardaki farklı dine mensup olan insanlara, zorla dinlerini değiştirmek gibi bir uygulamaya girmemiş, bilakis herkesi inancında ve yaşantısında hür bırakmayı, İslâm dininin icabı olarak saymışlardır. Onun içindir ki, nice Hristiyan dinine mensup milletler, bilhassa Osmanlı devletindeki engin hoşgörü ve müsamahadan dolayı “Kardinal şapkası görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz.” demişlerdir.

Yirmi iki milyon kilometrekarelik ve üç kıtaya yayılmış, dağılmasından sonra aynı topraklar üzerinde yirmiye yakın  devlet kurulmuş olan Osmanlı devletinin hükümranlık dönemlerinde; o kadar farklı dil, din, ırk ve hayat tarzları vardı ki, demokratik değerlerin ne olduğu tam olarak bilinmediği o tarihlerde, temel insan hak ve hürriyetlerinin bir bölümü, en güzel bir şekilde tatbik ediliyordu. Çünkü, İslâm dini bu hakları temin ediyordu. (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci ile Risale-i Nur dersleri) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 63