20. Yüzyıl, çok büyük felâketlerin yaşandığı bir asır oldu. Hazret-i İsa (as) ve deccal, Hazret-i Mehdi ile Süfyan mücadeleleri o zamanda yaşandı. Irkçılık ve dinsizlik adına ortaya çıkan cereyanlar, dünyayı ateşe verdi ve iki defa yapılan dünya savaşlarında, seksen milyon insanın ölümüne sebep olundu. Toplu katliamlar birbirini kovaladı.

Rusya ve Çin’de icra edilen komünist devrimde on milyonlarca insan katledildi. Çeçenistan’ da, Bosna’da, Filistin’de, Afganistan’da, Irak ve Suriye’de yüz binlerce insanın oluk gibi kanı akıtıldı, hâlâ da akıtılıyor. “Kıyamete yakın büyük savaşlar, toplu katliamlar ve büyük zelzeleler olur.”mealindeki hadisin verdiği haberler gözlerimizin önünde cereyan ediyor.

İhsan ettiği sayısız nimetlere nankörlükle karşılık veren insanlığı, Kâinatın Sahibi şiddetli zelzelelerle tokatlayıp ikaz ediyor. Gafletten kurtulmalarını istiyor. Ancak, genel gidişata bakılırsa, insanlığın bundan ders almadığı görülüyor. Son yüz yılda büyük depremler oldukça arttı. Dünyanın tamamını dolanan ve birbirini takip eden deprem felâketleri insanlığı korkuttu ve dünyanın iyice ihtiyarladığını hatırlattı. Bu olaylar karşısında insanın ne kadar âciz olduğunu gösterdi.

25 Aralık 2004 de, Asya Tufanı olarak isimlendirilen, yerin kırk kilometre derinliğinde ve bin kilometre uzunluğundaki fay hattının kırılmasıyla meydana gelen 30-40 metre yüksekliğindeki dev dalgalar, sahil şeridindeki şehirleri yuttu, yüz binlerce insanın ölümüne ve geride kalanların evsiz kalmasına sebep oldu. Sefahet ve haram keyiflerin zirveye çıktığı altın sahiller cehenneme döndü.

Ülkemizde meydana gelen 7,4 şiddetindeki 17 Ağustos Marmara depreminde, binlerce insan vefat etti ve şehirler harabeye döndü. Pakistan’da olan 7,6 şiddetindeki deprem, yüz bin insanın ölümünü netice verdi. Üç buçuk milyon insan ortada kaldı. Bir şehrin ve nice kasabaların haritadan silinmesine sebep oldu. Bunlar gibi daha ismini sayamadığımız büyük depremler oldu ve hâlâ arkası kesilmiş değil.

80-100-120 kat yüksekliğinde gökdelen yapmada, Asya Kıtasındaki devletlerin Batılı devletlerle yarışması, dünya genelinde içki ve uyuşturucu tüketiminin zirveye çıkması, radyo, televizyon, cep telefonu ve İnternet’le dünyanın küçük bir köy haline gelmesi; tren, araba ve uçaklarla mesafelerin kısalması da, hep gerçekleşen kıyamet işaretleri arasında.

Ancak, ortaya çıkan bütün bu olumsuzluklara  karşı, onları tamir edecek bir Nur dünyaya yayılıyor. Bu nur, Kur’an ve iman nurudur. İnşaallah o nur, insanlığın yüzünü güldürecek ve nice insanların dünya ve âhiretlerini cennete çevirecektir.

www.asyanur.info

 

Views: 0