İnsan sosyal bir varlık olduğundan diğer insanlarla toplu halde yaşamak durumundadır. Toplum hayatından uzak yaşamak insan fıtratına aykırıdır.
Diğer canlılardan farklı olarak belli şeylere değil, nihayetsiz ihtiyaçlara muhtaç olan insanların, bu ihtiyaçlarını diğer insanların yardımıyla temin ettiği açık bir gerçektir. Bu noktadan itibaren hukuk ve kanunlar devreye girmektedir. Zira, duygularına yaratılıştan bir sınır konulmayan insanın, yapabileceği hak ve hukuk ihlâlleri, ancak hukukun üstünlüğüne dayalı olarak çıkarılan kanunlarla engellenebilir. Allah’ın koyduğu kanunlar bunu en üst düzeyde sağladığı gibi, meclislerin çıkardığı kanunlar da, bunu temin etmek için yapılır. Hukukun üstünlüğünü esas almadan çıkarılan kanunlar keyfidir, istibdattır, dayatmadır ve toplumun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. Bundan dolayı insanların yaptığı kanunlar zamanla ihtiyaçlara cevap veremediğinden, insanlar gibi ihtiyarlamaya, ortadan kaldırılmaya ve yenilerin yapılmasına mahkumdur. Allah’ın koyduğu kanunlar ise, gittikçe gençleşir ve Kıyamet gününe kadar devam eder gider. Çünkü, insanı yaratan ve fıtratını en iyi bilen Cenab-ı Haktır.
Hak ismi, Allah’ın isimlerinden biridir. Her canlının hukuk-u hayatını ihsan etmek, insanların da bu dünya hayatında ne yaptılarsa ve neye lâyık ve müstehak oldularsa onun karşılığını vermektir. Bazı insanlara dünyada, bazısına da hem dünya hem de âhirette mükâfat veya cezasını vermektir. Allah, adildir ve adaletsiz bir iş yapmaz.
“Bu zamanda en büyük farz vazife ittihad-ı İslâmdır.” diyen ve bunun gerçekleşmesi için hayatı boyunca takip edip yolunu gösteren Bediüzzaman Hazretleri, önce yapılması gereken vazifenin, İslâm milletleri arasında ittihad-ı kulûp dediği kalplerin birleşmesi ve müminlerin birbirlerini Allah için sevmesidir. Hak olan mezhep ve mesleklerin bu sevgiye mani olmadığının bilinmesidir. Sonra, İslâm devletleri arasında iç işlerinde serbest ve dış işlerinde ortak hareket eden, Amerika Birleşik Devletleri veya Avrupa Birliği gibi bir birlik kurmalarıdır. Zira, Müslüman milletlerin asgari değil, âzamî müşterekleri vardır. İhtilâf sebebi olan şeylerin yerine, ittifak vesilesi olan unsurlar esas alınmalıdır.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)