İnsan fıtrat bakımından mükerrem yaratıldığından sürekli hak ve doğru olan şeyleri arar ve hayır ve iyiliğe taraftar olur. Bazen şer ve bâtıl eline geçer, doğruyu yanlıştan ayırt edemediğinden hak diye eline alır ve koynunda saklar. İmtihanına vesile olması için mahiyetine verilen nefs-i emmâre ise, hiç bir zaman iyiliğe taraftar değildir ve daima insana kötülüğü emreder.

“Senin en zararlı düşmanın iki göğsünün arasındadır.” hadis-i şerifi, nefs-i emmâreye işaret etmektedir. O nefsin terbiye edilmesi ve iyilik yolunda istihdam edilmesi cihadın en büyüğüdür. “Herkes kendi âleminde bir kumandan olduğundan cihad-ı ekber ile mükelleftir.” diyen Bediüzzaman Hazretleri bu hakikati dile getirmektedir.

Nefs-i emmâre, nefs-i levvâme, nefs-i mardiye, nefs-i mutmainne, nefs-i mülhime ve nefs-i râdiye gibi muhtelif tabakaları olan nefsin, tasaffi ve tekâmül etmesi halinde ihtiyaç olduğu zaman, Cenab-ı Hak tarafından bir takım hakikatler ona ilham olunur. Allah ondan razı, o da Rabbinden razı olma makamına mazhar olur.

Böylesine yüksek bir dereceye ulaşmak için tahkiki bir iman şuuru ve sürekli bir mücâhede şarttır. Yoksa nefis, çeşitli hile ve tuzaklarla  sahibini mağlûp eder ve mânen Allah’tan uzaklaştırarak şeytana arkadaş eder. Evet,” Nefsini beğenen ve itimat eden bedbahttır. Nefsinin ayıbını gören bahtiyardır.” tespitini yapan Bediüzzaman Hazretleri “İnsan evvelâ ve bizzat nefsini sever ve her şeyi nefsine feda eder. Belki Mâbud’a (Allah’a) lâyık bir tarzda nefsini medih ve sena eder. Hiç bir zaman kusuru nefsine almaz. Avukat gibi daima kendini müdafaa eder.” ifadeleriyle de nefsin en tehlikeli ve insana zararlı cihetlerini nazara verir. Temizlenmemiş ve terbiye edilmemiş nefislere sahip olan insanlar, mensubu olduğu milletlerin veya cemaatlerin içinde kötü huylu bir ur gibi problemlerin merkezini oluşturur. “(Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 45