(Dünden devam)
Âhirzamanda fen ve felsefeden gelen dehşetli bir dinsizlik cereyanı karşısında kalpleri yaralanan ve imanları zedelenen insanlık âleminin, imanlarını kurtarmak ve muhafaza etmek misyonunu üstlenen son müceddit Bediüzzaman Hazretleri, telif ettiği Risale- i Nur tefsirleriyle İslâmın doğru yorumunu yapmış, onun üstüne konan bâtıl ve hurafe tozlarını silerek İslâm dinini cilâlamakla birlikte, Kur’an-ı Kerim’e yapılan dalâlet hücumlarını ve dinsizlik taarruzlarını püskürtmüştür.
Din ile fen arasında var olduğu zannedilen hayali çatışmayı ortadan kaldırarak, fen ilimlerini din ve iman mevzularını ispat etmeye delil olarak göstermiştir. Ehl-i zâhir âlimlerinin tefrit yapmasına, ehl-i bâtın âlimlerinin ifratına mukabil, orta yol olan istikameti gösteren Bediüzaman Hazretleri, çağın anlayışına uygun yepyeni bir yorumla doğru İslâma bir tercüman olmuştur.
Bahsi geçen hakikatleri veciz bir şekilde ifade eden Bediüzzaman, Muhakemat adındaki eserinde şöyle demektedir: “”Bu kitapla istediğim hizmet budur: İslâmiyete olan tarik-i müstakimi (doğru yolu) göstermekle ehl-i tefrit olan a’da-yı dinin (din düşmanlarının) teşkîkâtını (şüphelerini) red ve yüzlerine vurmakla beraber; tarîk-i müstakimin öteki canibini ve sâdık-ı ahmak ünvanına lâyık olan ehl-i ifrat ve zahirperestlerin tevehhümlerini tard ve asılsızlığını göstermek ve asıl rehber-i hakikat ve Âlem-i İslâmiyetin ikbal ve istikbaline yol açan ve sırat-ı müstakimde kemâl-i ümid-i zafer ile çalışan muhakkin-i İslâma (İslâm araştırmacılarına) ve âkıl sıddıklara yardım etmek ve kuvvet vermektir. Elhasıl; maksadım ol elmas kılıca saykal (cilâ) vurmaktır.” (Muhâkemât s. 9)
Otuz üç Kur’an ayetinin ve Hazret-i Ali (ra) ile Gavs-ı Âzam Şeyh- Geylâni Hazretelerinin işaretlerine mazhar olan Risale-i Nur tefsirlerini telif eden Bediüzzaman Hazretlerinin bir işareti, başka evliyaların bin kerametinden daha üstündür. Çünkü O, mânen vazifelidir.
“Bilmecburiye bunu haber veriyorum ki: Bu dürûs-u Kur’an’iyenin (Kur’an derslerinin) dâiresi içinde olanlar, allâme (yüksek âlimler) ve müçtehidler de olsalar, vazifeleri; ulûm-u imaniye (iman ilimleri)cihetinde, yalnız yazılan Sözlerin şerhleri ve izahlarıdır veya tanzimleridir. Çünkü, çok emârelerle anlamışız ki, bu ulûm-u imaniyedeki (iman ilimlerindeki) fetva vazifesiyle tavzif edilmişiz.” (Mektubat s. 413) ifadeleri, gerçeğin ne olduğunu gözler önüne sermektedir.
Hülâsa; çağımızda doğru İslâmın doğru yorumunu ortaya koymak vazifesi Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerine aittir. O da, bu vazifeyi Kur’an ve Sünneti referans alarak yerine getirmiştir. Bunun dışındaki şeyler ve zorlama teviller, beyhude ve boşuna bir çabadan başka bir şey değildir.
asynaur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale- Nur dersleri)
Views: 67