Türkiye Cumhuriyeti Devleti son dönemde Avrupa Birliğine verdiği önemi göstermek için müstakil bir bakanlık kurdu. Bu çok önemli bir gelişme. Ancak cumhurbaşkanı ve başbakan da dahil bu bakanlık, Avrupa Birliği ile kavgalı bir görüntü sergiliyor. Herkesin bildiği gibi, Türkiye’yi birliğe almak isteyen samimi demokrat olanlar var, bizi almak istemeyenler de var. Avrupa Birliği üstüne düşen bir kısım yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi, Türkiye’nin hala eksik bıraktığı bir hayli vazifeleri var. Her şeye rağmen Türkiye, bir medeniyet projesi olan Avrupa Birliği hedefinden şaşmamalıdır. Türkiye’den kaçıp Avrupa’ya sığınan bir kısım vatandaşlarımızın, ülkemiz aleyhinde lobi faaliyetleri yaptıkları yazılıp çiziliyor. Avrupa Birliği Bakanlığı da, çok iyi İngilizce, Almanca ve Fransızca bilen ve Avrupalıları yakından tanıyan elemanlar istihdam ederek, bu aleyhte propagandaları kırıp, lehimizde olacak lobi faaliyetlerine ağırlık vermelidir. Ve gelişmeleri sürekli takip etmelidir.Çünkü davasını en iyi şekilde ifade eden kazanır. Bir de Avrupalıların blöf ve şantaj anlamına gelecek sözlere itibar etmediği bilinmeli ve samimi olarak yapılması gereken ne varsa yapmalıdır, diye teklif ediyorum.
