Geçmişten günümüze ve geleceğe uzanan zaman çizgisinde, birbirinden çok farklı fikirlere sahip olan toplulukların varlığı, inkârı mümkün olmayan sosyolojik bir gerçektir.
Cenab-ı Hak insanları tornadan çıkmış gibi tek tip bir fıtratta yaratmadığından ve duygularına da bir sınır koymadığından, fikir farklılıklarının olması ve farklı grupların meydana gelmesi fıtrî ve tabii bir sonuçtur.
İman ve inkâr mücadelesinde her ne kadar ehl-i iman yek vücut bir cephe ve muazzam bir ordu gibi görünüyorsa da, bir ordunun muhtelif gruplara ayrılarak ülke savunmasında kolaylığa vesile olması gibi, ehl-i iman da kendi aralarında farklı metotlarla İslâm dinine hizmet etmesi gayet normal bir hadisedir.
Burada en önemli olan cihet, Allah’ın adını yüceltmek ve İslâm dinine hizmet etmek gibi ulvî bir gaye peşinde koşan bütün ehl-i iman cemaatlerinin, birbirlerinin hizmetlerini tebrik etmesi, duacı ve taraftar olmasıdır. Bu açıdan bakıldığında, asâyiş ve hürriyet taraftarı olan ve başkalarını kötüleyerek kendilerine kıymet verdirmek fikrinde ve fiilinde olmayan gruplar ve cemaatler, zâhiren farklı olarak görünseler de, maksatta ittifak halindedirler. Bediüzzaman Hazretleri”Dînî cemaatler maksatta ittifak etmelidirler.”diyerek bu hakikati ifade etmektedir. Farklı usullerle hizmet eden cemaatlerin hepsini bir araya getirmeye çalışmak, zaten eşyanın tabiatına da aykırıdır. Maksat birliği olsun yeter.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)