(Dünden devam)
Öldükten sonra kabre konulan maddi beden, kabir hayatındaki olayların muhatabı değildir. O zamanla çürür ve toprağa dönüşür. Asıl muhatap olan ise insanın ruhudur.
Hadis-i şeriflerin tafsilatlı açıklamalarına göre, mümin bir insan kabre konulduğunda, dostları dönüp gittiği ve onların ayak seslerini henüz işittiği bir sırada, iki dost arkadaş gibi nurâni iki melek gelir ve aralarında şu konuşma geçer: Melekler “Rabbin kim?” mümin olan ruh cevap verir “Rabbim Allah.” “Dinin nedir? ” “Dinim İslâm.” “Peygamberin kim?” “Hazret-i Muhammed (asm.)” “Kitabın nedir?” “Kitabım Kur’an.” Bunun üzerine gökten bir ses gelir “Kulum doğru söyledi. Onu cennete lâyık bir yere yerleştirin. Ona cennet elbiseleri giydirin. Ona cennete bakan bir kapı açın.” Bunun üzerine o kula cennetin rahatlığı ve güzelliği bahşedilir. Kabri o müminin ruhuna gözünün gördüğü mesafeye kadar genişletilir.”
Bu anlatılanlar mümin insanlar içindir. “Şayet ölen kâfir veya münafık ise, Münker ve Nekir adındaki iki melek dehşetli bir surette ona görünerek, aynı sualleri sorar ve onlar hepsine bilmiyorum cevabını verdiklerinde, cehennem elbiseleri giydirilir ve cehenneme bakan kapılar açılarak yeniden diriliş sabahına kadar o ruha azap çektirilir. Onların ruhlarının misali bedenleri için kabir öyle daraltılır ki, kaburga kemikleri birbirine geçer.” Bunun böyle olduğunu Peygamber efendimiz (asm) tarif ederken, parmaklarını birbirine geçirmiştir.
Yine hadis-i şerifin beyanına göre “Kâfir ve münafıkların başına sağır ve dilsiz bir zebani musallat edilir. Onun demirden bir tokmağı vardır ki, dağa vurulsa, dağı toz toprak haline getirir. Bu zebani onun ruhuna bu tokmakla öyle bir darbe vurur ki, insan ve cinlerin dışında bütün varlıklar o darbeyi ve o insanın feryadını işitir.” Kâfir ve münafıkların azabı böylece devam eder gider.
İnsanların bu dünyadaki yaşayış hallerine göre, onların ruhlarının kabirdeki durumları ayrı ayrıdır. Ruhâni azabın her türlüsüne muhatap olan Kâfir, münafık ve aşırı günahkâr müminleri kastederek Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu: “Hiç bir zaman kabirden daha dehşetli bir manzara görmedim.” Hayatı boyunca bir defa olsun yalan bir haberi duyulmayan Sevgili Peygamberimizin (asm), verdiği bu haberleri yalanlayan ve itibar etmeyenler, ne kadar acıklı hallerle karşılaşacaklarını bir düşünsünler ve yaşantılarına çeki düzen versinler.
Bu dünyada, iman ve salih amelleri sebebiyle manevi bir cennetin lezzetini yaşayan müminler, kabirlerindeki ruhâni hayatlarında da cennet bahçelerinden bir bahçe manzarası ile karşılaşacak ve yeniden diriliş sabahına kadar ruhâni ve saadetli hayatlarına, dostları ve sevdikleri ile birlikte mazhar olacaklardır. Cenab-ı Hak, hepimize bu saadetli halleri kabirde de, cennette de ebedi olarak nasip etsin, inşaallah. Amin.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0