Dünyanın en uzun ömürlü devletlerinden biri olan Osmanlı Devletinin, altı yüz yirmi beş senelik mazisinin son yıkılış dönemleri gelip çatmıştır. Ulu çınar içten içe çökmekte ve yıkılmaya yüz tutmaktadır.

Tanzimat ile başlayıp 1877 Osmanlı-Rus savaşıyla devam eden, Balkan ve Trablusgarp savaşlarıyla iyice hırpalanan Osmanlı Devletinin sonunu, Birinci dünya savaşı getirir. Yedi cephede galip gelen Osmanlı, müttefik olduğu Almanların mağlûp olmasıyla o da yenik sayılır ve vatan dört bir taraftan istilâya uğrar.

Fakat, tarihinde esaret nedir bilmeyen kahraman bir milletin ruhunda feveran eden istiklâl ve hürriyet aşkı, Kurtuluş Savaşıyla ayağa kalkar ve ülkeyi düşman istilâsından kurtararak bağımsızlığına kavuşur.

Osmanlı Devletinin tarih sahnesinden çekilmeye hazırlandığı ve İslâm dünyası ipi kopmuş tespih taneleri gibi dağıldığı bir atmosferde, Batum yoluyla Tiflis’e uğrayan ve Şeyh Sanan Tepesinde dikkatli gözlerle etrafı seyreden  Bediüzzaman Hazretleri ile Rus polisinin karşılıklı konuşmaları, istikbalde gerçekleşecek çok önemli olayların ip uçlarını vermektedir.

Tarih 1910 yılını göstermektedir. “Rus polisi sorar: Niye dikkatle etrafa bakıyorsun? Bediüzzaman: Medresemin planını yapıyorum. Polis: Nerelisin? Bediüzzaman: Bitlisliyim. Polis: Burası Tiflis’tir. Bediüzzaman: Bitlis ve Tiflis birbirinin kardeşidir. Polis: Ne demek? Bediüzzaman: Asya’da, âlem-i İslâmda üç nur birbiri arkasında inkişafa başlıyor. Sizde birbiri üstünde üç zulmet (karanlık) inkişafa başlayacaktır. Şu perde-i müstebidâne yırtılacak, takallüs edecek (büzülecek), ben de gelip burada medresemi yapacağım. Rus polisi: Heyhat! Şaşarım senin ümidine! Bediüzzaman: Ben de şaşarım senin aklına! Bu kışın devamına ihtimal verebilir misin? Her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı (gündüzü) vardır. Rus Polisi: İslâm parça parça olmuş? Bediüzzaman: Tahsile gitmişler. İşte Hindistan; İslâmın müstaid (kabiliyetli) bir veledidir; İngiliz mekteb-i idadisinde (lisesinde) çalışıyor.  Mısır, İslâmın zeki bir mahdumudur (oğludur); İngiliz mekteb-i mülkiyesinden (siyasal bilgilerden) ders alıyor. Kafkas ve Türkistan, İslâmın iki bahadır oğludur; Rus mekteb-i harbiyesinde (harp okulunda) talim ediyorlar. İlâ âhir.. Yahu, şu asilzade evlâtlar şehadetnâmelerini (diplomalarını) aldıktan sonra, her biri bir kıt’a başına geçecek, muhteşem ve adil pederleri olan İslâmiyetin bayrağını âfâk-ı kemalâtta temevvüç ettirmekle (dalgalandırmakla), kader-i ezelinin nazarında feleğin inadına, nev’-i beşerdeki hikmet-i ezeliyenin sırrını ilan edecektir.” (Tarihçe-i Hayat) (Devamı yarın)

asyanur.info samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0