Üç kıt’aya yayılmış Osmanlı Devleti topraklarında çok dinli, çok dilli ve çok hukuklu ırklardan meydana gelen muazzam bir nüfus yaşıyordu. Osmanlının çok güçlü ve hükümran olduğu dönemlerde aynı açtı altında adâlet, barış, huzur ve güven içinde yaşayan bu insanlar, Osmanlının zayıflamasıyla iç kargaşalara düşüp, ırk esasına dayalı küçük devletçikler kurma sevdasına kapıldılar.
Özellikle İngiliz ve Fransızların, parçala, böl ve yut politikalarıyla içimize atılan ırkçılık fikri Osmanlıyı çok sarsmış ve sonunda Osmanlı Devleti tarih sahnesinden silinmiştir. Her kemâlin bir zevali vardır kâidesinden, devlet-i ebed müddet diye tarif edilen Osmanlı da yakasını kurtaramamıştır.
İşte, bu talihsiz yıkılışa muhatap olan Osmanlıdan sonra, İslâm âlemi ipi kopmuş tespih taneleri gibi darmadağın olmuş, bağımsızlık sevdasında olan nice ırklar, Osmanlı yerine, İngiliz, Fransız ve İtalyanların veya Rusların hâkimiyetlerini kabul etmek zorunda kalmışlardır.
Sınırları içindeki bütün ırkların hâkimi konumundaki Osmanlı, halifelik merkezi olması özelliğiyle, İslâm âleminin manevi liderliğini de yürütüyordu. Halifeliğin kaldırılmasıyla, âlem-i İslâm ile maddi ve manevi bağlarını koparan ve yününü Batıya çevirip islâm dünyasına sırtını dönen Türkiye, uzun yıllar içine kapanıp yalnız kalmış, ne tam Batılı ve ne de tam Doğulu olamadığından, “Yürüyüşünü terk etti, başkasının yürüyüşünü de öğrenemedi.”kâidesine dahil oldu.
Halbuki, Avrupa’nın zâlimâne tecavüzlerine karşı İslâm âlemi, bu memleket için maddi ve manevi yedek bir kuvvetti. İflâh olmaz bir İslâm düşmanlığı yüzünden “Ne Arabın yüzü, ve ne de Şam’ın şekeri” mantığıyla devleti yönetenler, güney istikametine cephe almışlardı. Zira, oradan Kur’an nuru, İslâm nuru gelmişti. Lâiklik maskesi altında, devleti ve milleti dinden soyutlamak, intihar etmek anlamına geldiği fikrine gözünü kapayanların yanlışını, bu gün milletçe çok pahalı ödediğimiz açıkça görünüyor.
Bu dehşetli sukut ve alçalıştan kurtulmanın ve yine eski satvet ve kudrete kavuşmanın tek çaresi, İslâm âleminin bu ülkeye nefreti yerine, muhabbet ve kardeşliğini elde edecek icraatlara kuvvet vermektir. Özellikle, farklı birliklere üye olmanın yanı sıra, İslâm Birliği hakikatini esas almaktır. Bu fikrin hayata geçmesi için ciddi anlamda çalışmalar yapmaktır.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları