(Dünden devam)

Hadis-i şeriflerin verdiği haberlere göre, insan ruhu beden evinden ölüm ile ayrıldığı zaman, kabre kadar diğer insanlarla birlikte cenazeyi takip eder. Musalla taşında beden konulup cenaze namazı kılınırken bu manzarayı seyreder. Çünkü, beden evinden ayrılan ruh, sebepler âlemini terk etmiştir. Artık görmek için göze, işitmek için kulağa ve düşünmek için beyne ihtiyacı yoktur. Ruh, kendisinde var olan bu sıfatları ile fonksiyonlarını icra eder.

Enes bin Mâlik hazretlerinin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte, rast gelinen bir cenaze hakkında insanlar onun iyiliklerinden bahsedince, Peygamber Efendimiz (asm) üç defa vacip oldu demiş. Bir başka cenazeye rastladıklarında da, onu tanıyanlar o adamın kötülüklerinden bahsetmiş. Bu sefer de Resülullah (asm) vacip oldu demiş. Bunun üzerine Hazret-i Ömer (r.a.): “Ya Resülullah! Her iki cenaze için de vacip oldu dediniz. Vacip olan nedir?” diye sormuş. Resülullah (asm) şöyle cevap vermiş: “İyiliklerinden söz ettiğiniz kimseye cennet, kötülüklerinden bahsettiğiniz kimseye de cehennem vacip oldu. Çünkü, sizler yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz.” buyurmuş ve bunu üç defa tekrarlamış.

Evet, bu dünya misafirhanesinden berzah ve kabir âlemlerine geçen her bir ruh, beden evinden ayrıldıktan sonra arkasından ağlayan eş dost ve yakınlarını son bir kez daha yükseklerden seyredecektir. Sonra o çok sevdiği, en küçük bir organının bile zayi olmasını istemediği ve süsleyip durduğu bedeni toprağa gömülecek ve zamanla çürüyüp toprağa karışacaktır. Kabre konulan ruh ise, bu dünyada yaptığı iyi veya kötü amelleriyle baş başa kalacak. O ruh için kabir hayatı ya cennet bahçelerinden bir bahçeye, ya da cehennem çukurlarından bir çukura döndürülecek. Azap ehli olanlar için yerin karnındaki magma tabakasındaki iki yüz bin derecelik dehşetli ateş, âhiretin büyük cehennemine vekâleten, küçük bir cehennem olarak vazife görüp, kıyamete kadar kâfir, münafık ve aşırı günahkâr müminlerin ruhları için azap memleketi olacaktır.

Şehitler için çok farklı bir muamele yapılacaktır. Onlara diğer müminlerden farklı olarak ölüm acısını tatmak durumu olmayacaktır. Belki daha güzel bir âleme gittiklerini zannedeceklerdir. Hayatlarında bir kesinti söz konusu olmayacaktır.

Sonsuzluk ülkesinin yolcuları olan insanlar için asıl hayat ise, âhiret hayatıdır. Âhiret yurdu, insanların bu dünyada toplayıp durduklarından daha hayırlıdır. Bu dünya ise, o âlemin bir tarlası olmak cihetiyle bir anlam kazanır. Yoksa, bu dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan başka bir şey değildir.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTue-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0