Mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, zâhirî mânâsıyla hakiki mânâsı birbirinden farklı ve tevil ve tefsire muhtaç ayetler olduğu gibi; onun ilk ve en mükemmel tefsiri olan Hadis-i Şeriflerin de, tevil ve izaha muhtaç olan müteşabih kısmı vardır.
Zâhirî âlimlerin hakiki anlamını bilemeyip şüpheye düştüğü veya sıhhatini inkâr ettiği veyahut hurafevâri bir surette mânâ verip müminlere zarar verdiği o kısım Hadisler, mülhid ve dinsizlerin eline malzeme olup, İslâm dinine hücum etmelerine sebep olur. Bediüzzaman Hazretleri, hem din düşmanlarının İslâm’a hücumlarını püskürtmek, hem de müminleri şüpheye düşmekten korumak maksadıyla bu kısım müteşabih hadislere açık ve doğru yorumlar yapmıştır.
Bahsi geçen Hadis-i Şeriflerden birisi de, âhirzamanda Allah’ın izniyle yeryüzüne inen Hz. İsa (a.s.), bir peygamber kimliği olmamakla birlikte, Deccal ile mücadelesi zamanında, onu öldüreceği vakitte, on arşın (yedi metre) sıçrayıp, sonra kılıcını onun dizine yetiştirebilir, diye olan hadis rivayetidir. Bu hadisin zâhirî mânâsı bile müteşabih ve izaha muhtaç hadislerden olduğu anlaşılıyor. Zira, normal bir insan boyundaki Hz. İsa’ya (a.a.) kıyasla, Deccalın boyu bir minare yüksekliğinde olması lâzım geliyor. Halbuki, böyle bir insanın yaratılması, Allah’ın insanlık âlemine koyduğu kanun ve âdetine muhalif olduğu gibi, imtihan sırrına da aykırı olur.
Kastamonu Lâhikasında bu konuya açıklık getiren Bediüzzaman Hazretleri, bahsi geçen hadisin müteaddit hakikatlerinden bir kısmının çıktığını ve o hadisin bazı hakikatlerini gözleriyle gördükleri halde, hâlâ böyle bir mücadelenin gerçekleşmesini bekleyen zâhir hocaları ikaz etmek için, 2. Dünya savaşında meydana gelen bir mücadeleyi nazara veriyor. Üç cihetle izahı yapılan o mücadelenin, tam tamına o hadise muvafık olduğunu söylüyor: “Birinci cihet: Din-i İsevî’nin hakikisini esas tutan İsevî ruhanilerin cemaati ve onlara karşı dinsizliği tervice başlayan cemaat tecessüm etseler (maddi şekle girseler), bir minare yüksekliğinde bir insanın yanında, bir çocuk kadar da olamaz.” İkinci cihet: Resmi ilânıyla ‘Allah’a istinat edip dinsizliği kaldıracağım, İslâmiyeti ve İslâmları himaye edeceğim.’ diyen bir hükümetin (Almanya) İtalya ile ittifak edip mücadele ettiği; Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin kuvvetleriyle mukayese edilse ve karikatür şeklinde resmedilse, yine minare boyunda bir insana nispeten küçük bir insanın nispeti gibidir. Bir rivayette ‘Deccal dünyayı zapt eder.’ mânâsı ‘Ekseriyet-i mutlaka ona taraftar olur.’ demektir. Şimdi de öyle oldu.” Üçüncü cihet: “Dünyanın kıtaları içinde en küçüğü olan Avrupa’nın ve o kıtanın dörtte bir olmayan bir devletin (Almanya’nın), Hz. İsa’nın vekâletini dâvâ eden diğer bir devletle (İtalya) beraber dine istinat edip, çok müstebidâne olan dinsizlik cereyanlarına karşı semavî paraşütlerle muharebe ve mücadele eden o hükümet (Almanya) ile, karşısındaki ekser dünya devletlerinin şahs-ı manevileri mukayese edilse, aynen ve tam tamına Hadis-i Şerifin mu’cizâne ihbar-ı gaybî nev’inden beyan ettiği hâdise-i âhirzamanın müteaddit mânâlarından bir mânâsı çıkıyor.” (Kastamonu Lâhikası s. 54) (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)