Ankara Pursaklar ilçesindeki Asya Nur Kültür Merkezinde her hafta gerçekleştirilen ve iki yıldır devam eden Risale seminerleri dizisinin, 2010 yılı ilk seminerini Ali Vapurlu verdi. Hac ibadetinden yeni dönmüştü. Bizimle hem duygularını paylaştı, hem de haccın sır ve hikmetleri hakkında bilgi verdi.
“Hac ibadeti, İslâm dinin beş şartından biridir. Meşakkatli bir ibadet olduğundan, genç yaşta gidilmesi daha uygundur. Türkler, hacılığını muhafaza edememe endişesiyle haccı çok tehir ediyorlar. Halbuki, hac ibadetinden sonra, dünya işlerinden elini çekmeyi dinimiz emretmez. Tam tersine, haccın da verdiği manevi feyizle doğru İslâmiyeti dosdoğru yaşayarak, lisan-ı halimizle de dinimizi tebliğ etmek lâzımdır.
Kâbe-i Muazzama’yı tavaf ile Arafat’ta vakfeye durmak haccın farzlarındandır. Arefe gecesi Mina’da kalmak sünnettir. Arefe günü, Arafat’ta öğle ve ikindi namazları cem-i takdimle birlikte kılınıp vakfeye durulur. Orada yapılan ortak dualar, insanı bambaşka âlemlere götürür. Hiç ağlamayan insanlar bile, orada ağlamaktan ve gözyaşları içinde Allah’a yalvarmaktan kendini alamaz. mahşer yerinin küçük bir örneği orada yaşanır. İnsanların renkleri, dilleri, mevki ve makamları tamamen ortadan kalkar. Herkes, Allah’a kul olma noktasında eşit hale gelir. Arafat’tan bir sel gibi akan milyonlarca hacı, Müzdelife’de cem-i tehirle akşam ve yatsı namazlarını birlikte kılarlar. Sabah namazından sonra, Müzdelife vakfesini müteakip Mina’ya geçilir ve büyük şeytan taşlanır. Kurban kesilip, tıraş olduktan sonra ihramdan çıkılır ve Kâbe’yi ziyaret tavafı yapılır. Arafat’tan inip bu vazifeler icra edildikten sonra, hacı olan insanlar anasından doğduğu gibi tertemiz olur. “Allah, benim haccımı kabul etti mi?” diye düşünmek ise, büyük günahtır.” (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)