(Dünden devam)

Cennet ehli olan mümin erkek ve kadınlar sonsuz nimet ve lezzetler içindedirler. Hiç bir zaman onlar için hüzün ve keder yoktur. Sevdikleri bütün dostları ve akrabaları ile birlikte ebedi olarak beraberdirler. Canların çekeceği ve  gözlerin zevk alacağı her şey onlar için cennette vardır. Allah onlardan razı ve onlar da Allah’dan razıdırlar.

Dünya hayatında iken onları sayısız nimetlerle rızıklandıran Yüce Allah, erkek ve kadın bütün müminlere sonsuz cemâl ve güzelliğini gösterecek ve bu durum cenneti unutturacak kadar çok yüksek bir saadet olacaktır. Cennet ehli, Allah’ın eşsiz güzelliğini cennetten seyredecektir. Hadis-i şeriflerin verdiği bilgiye göre, tıpkı yerden gökteki güneşin veya dolunayın seyredildiği gibi. Bu öyle bir haldir ki, Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesine göre cennetin bin sene mes’udâne hayatı, Yüce Allah’ın cemâlini bir saat seyretmeye denk değildir. Ve o seyir ve temaşadan sonra cennet ehlinin güzelliği o kadar artar ki, saraylarına döndükleri zaman aileleri onları gözlerinden güçlükle tanıyabilirler.

Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerin ve hadis-i şeriflerin tarif ve tasvirlerine göre, her bir mümin için binler saray ve hurileri içinde bulunduran özel cenneti olduğu gibi, genel cennetten de beş yüz sene genişliğinde bir cenneti dahi vardır. Bu dünyadan âhirete gönderdiği sevaplar nispetinde bulunduğu cennet ve inkişaf eden duygularıyla, o çok geniş âlemlerden istifade ederler. Nasıl ki, bu dünyada insanın özel bir evi ve bahçeleri var ve onlardan istifade ediyor. Aynı zamanda herkesin gidebildiği milli parklara ve mesire alanlarına da gider. Hatta imkânı varsa bütün dünyayı dolaşır, gezer ve faydalanır. başka varlıkların ve insanların olması, o insanın hususi dünyasına zarar vermez, bilakis zenginlik katar. Özel ve genel cennetler de buna benzer bir tarzdadır.

Cennet ehlinin bedenleri ruh kuvvetinde ve hayal sür’atindedir. Bir anda binler yerde bulunabilir ve binler dostlarıyla aynı anda sohbet edebilir. Birbirine engel olmaz. Dünya hayatında bazı evliyaların bir çok yerde görünmeleri ve sohbet etmeleri, cennete giden her bir mümin için dahi geçerlidir. İnsana verilen bu dünyadaki akıl, kalp, sır ve hayal gibi duygular; görme, işitme, tatma ve koklama gibi organlar orada inkişaf eder. Burada bir saatlik bir bahçeden istifade eden o duygular, cennet bahçelerinin bir seneliğinden aynı istifadeyi temin eder.

Bediüzzaman Hazretlerinin tespitine göre: “Her mümin derecesine ve bu dünyada kazandığı sevaplar, haseneler nispetinde imbisat ve inkişaf eden duygularıyla zevk alır, telezzüz eder, müstefit olur.” (Lem’alar s. 218)

Evet, her bir mümin için hem özel hem de genel cennetler vardır. Ancak, onlardan en yüksek derecede istifadeyi sağlayan hakikat ise, işlenen sevaplar ve takva adına kaçınılan günahlardır. Zaten günahlardan kaçınmak da hem vacip hem de çok sevaplıdır. Önemli olan ise, henüz dünya hayatındayken âhiret için ciddi hazırlık yapmaktır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0