1969 yılının Mart ayı ortalarında Risale-i Nur ve cemaati tanımıştım. Şevkle bu kitapları okuyor ve mezuniyetten sonra yeni girdiğim Ereğli demir çelik fabrikasında da çalışıyordum. Bütün derslere elimden geldiği kadar katılmaya gayret ediyordum. Çok hareketli bir hizmet temposu vardı. Herkes yeni bir adamın imanını kurtarmak için var gücüyle çalışıyordu.

Bu aktif hizmetler devam ederken aylar su gibi akıyordu. Aradan sekiz ay geçmişti ki, Kasım ayı sonunda İstanbul’dan misafirler gelecek diye haber geldi. Bir hayli kalabalık olan cemaatle dershanede toplandık. Gelenler, benim isimlerini duyduğum fakat hiç görmediğim Üç Mehmetler diye bilinen Birinci, Fırıncı ve Mehmet Kutlular ağabeyler idi. Çok güzel dersler yapıldıktan sonra, Yeni Asya adıyla bir gazete çıkarmak için cemaatin desteğini almaya geldiklerini ve karz-ı hasen denilen borç talep ettiklerini söylediler. Gelenlerin sözcülüğünü Kutlular Ağabey yapıyordu. O kadar güzel maksadını ifade ediyordu ki, cemaat çok ciddi anlamda katkıda bulundular. Ben de o güne kadar biriktirdiğim ve beş bin lira olan bütün paramı onlara teslim ettim. Ereğli’nin bu sahiplenme şuurundan dolayı çok memnun olarak tekrar İstanbul’a döndüler.

Elli iki sene evvel gerçekleşen bu tanışmamızdan sonra uzun yıllar hep birlikte olduk. Bu arada, 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 ihtilâli ve 28 Şubat 1997 post modern darbeleri oldu. Mehmet Kutlular Ağabey, Yeni Asya gazetesinin hem imtiyaz sahibi hem de başında bulunuyordu. Çok sıkıntılı süreçler yaşandı. Karakollar, mahkemeler ve hapishaneler birbirini takip ediyordu. Askerler tarafından baskı altında tutulmaya çalışılan Yeni Asya gazetesi, 12 Mart’ta bir hafta, 12 Eylül’de tam dört yüz yetmiş gün, 28 Şubat’ta bir ay kapalı kaldı. Demokrasi, hak ve hukuk mücadelesinde, Kutlular Ağabeyin dik duruşu ve feleğe meydan okuyan tavırları gerçekten bir destandı. Dâvâsı için candan ve cihandan geçen bir serdengeçti gibiydi.

1995 yılı Mayıs ayı başında yapılan şirket yönetim kurulu seçiminde, ben istemediğim halde cemaat tarafından aday gösterilip seçildim. Tam yirmi yıl yedi ay Kutlular Ağabeyle birlikte çalıştık. Bu vesileyle onu daha yakından tanıma fırsatı buldum. Çok mert bir insandı. 1999 Marmara depreminden sonra yaptığımız Ankara Kocatepe Bediüzzaman Mevlidinde, dağıtılan Deprem İlâhi İkaz broşürü yüzünden tam iki yüz yetmiş altı gün hapishanede yattı. Bir askeri doktor ile birlikte aynı odada kaldılar. Sonra ne olduysa oldu. Çok güzel konuşan, maksadını çok güzel ifade eden ve çok güçlü bir hafızaya sahip olan Kutlular Ağabeyin, zamanla hafızasında problemler meydana geldi. 2013 yılında, yönetim tarafından Kutlular Ağabeye yardımcı verildim. Bu vesileyle müessesede de birlikte çalışma imkânımız oldu.

Çok yorucu olan gazetecilik mesleği ve yaşadığı tahammülü zor olaylar, Kutlular Ağabeyin bedenini çok yormuştu. Bir ara bana “Sami kardeş! Bu elli sene zarfında kendi dertlerimi düşünmeye vaktim olmadı. İğneli fıçıda oturan bir adam gibi azıcık hareket etsem, her tarafımdan iğneler batıyor gibiydim.” dedi.

Nihayet 6 Nisan 2021 Salı günü geldiğinde, seksen dört senelik çileli hayat bitmiş ve yoğun bakımda son nefesini vermişti. Çarşamba günü, çok kalabalık bir cemaatle, Eyüp Sultan camisinde cenaze namazını kıldık ve Eyüp Sultan kabristanındaki asude mekânına defnettik. Her fâni insan gibi bu dünyadan bir Mehmet Kutlular Ağabey geçti ve bâki âlemlere hicret etti. O da kabre gülerek gidenlerden oldu. Güle güle Kutlular Ağabey! Güle güle koca çınar! Bizden Resülullah’a ve üstada selâm götür. Elbet bir zaman bizler de arkandan gelecek ve sonsuza kadar bütün sevdiklerimizle birlikte ebede kadar beraber olacağız, inşaallah. Allah sana rahmet eylesin, makamın cennet, derecen âli olsun, amin. Sen günah cihetiyle öldün fakat sevap cihetiyle yaşamaya kıyamete kadar devam edeceksin. Ruhuna binler Fatihalar…

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0