Yetmiş sene boyunca takibata uğrayan ve kanunlar çerçevesinde suç bulunamadığı halde, iki binden fazla mahkemelerde muhakeme edilip berat eden ve çok çeşitli isnad ve iftiralara muhatap olup rejim ve devlet düşmanlığı yaftasıyla mahkum edilmek istenen; bu kadar kötü muamelelere rağmen devletine küsmeyen Nur Talebeleri devletin neresindedir?
Evet, herkes gibi biz de kendi kendimize soruyoruz, neresindeyiz? Devlet düşmanı mıyız? Cumhuriyet düşmanı mıyız? Rejimi yıkmaya mı çalışıyoruz? Nasıl bir hedefe varmak istiyoruz? Sorular, sorular, sorular…
Evet, yalan ve hilelerle, entrika ve sahtekârlıklarla bir fert ve cemaat, kısa zaman için başkalarını kandırabilir. Suret-i haktan görünebilir. Sahtekârlığını ve hilesini gizleyebilir. Fakat, uzun zamanlar zarfında, çok dikkatli bakan gözler altında, çok derin tahkikat ve araştırmalar arasında kolay kolay hilesini gizleyemez. Müdakkik insanları aldatamaz. Her hâli, her tavrı sahtekârlığını ele verecektir.
İşte Nur Talebelerinin yetmiş seneden fazla zamanlardan beri ahvalleri resmî veya gayr-i resmî vazifeliler tarafından inceleniyor. Gayet şeffaf bir cemaat, içleri dışları aynı.Yalana, hile ve aldatmaya tenezzül etmiyorlar. Düşüncelerini açıkça, yazılı ve sözlü olarak cümle âleme ilân ediyorlar. Gayeleri açık ve net olarak belli.
Bediüzzaman Hazretleri diyor: “Evet efendiler! Gerçi Risale-i Nur sırf âhirete bakar; gayesi rıza-yı İlâhi ve imanı kurtarmak ve şakirtlerinin (talebelerinin) ise, kendilerini ve vatandaşlarını idam-ı ebediden ve ebedi haps-i münferitten kurtarmaya çalışmaktır. Fakat, dünyaya ait ikinci derecede gayet ehemmiyetli bir hizmettir ve bu vatanı anarşilik tehlikesinden ve nesl-i âtinin (gelecek nesillerin) bîçâreler kısmını dalâlet-i mutlakadan (mutlak sapıklıktan) kurtarmaktır. Çünkü, bir Müslüman başkasına benzemez. Dini terk edip İslâmiyet seciyesinden çıkan bir müslim; dalâlet-i mutlakaya düşer, anarşist olur, daha idare edilmez.”
Görüldüğü gibi, Nur Talebeleri esas âhiretin kurtulması için çalışıyor. Fakat, ikinci derecede iman hizmeti ve İslâm terbiyesi dersleriyle, dahilî asayiş ve emniyetin temininde, fahrî muhafızlık ve bekçilik vazifesini yerine getiriyorlar. Herkesin kalbine manevî bir yasakçı koyarak, suç işlenmeden önce tedbir almış oluyorlar. Bu gaye ve hizmet ise, ancak alkışlanacak bir durumdur. Böylece, devletin emniyet güçlerine ve kolluk kuvvetlerine yardım edilmiş olunuyor. Devletin neresinde olduğumuz açıkça anlaşılmıyor mu?
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)