(Dünden devam)
Din ile devlet işlerinin birbirinden ayrıldığı ve devletin teknik bir mesele haline geldiği meşrutiyet ve cumhuriyet yönetimlerinde, yeni şartların zaruretinden ortaya çıkan bu durumu, şeriata muhalif zannederek fitnelere sebep olmamak lâzımdır. Zaten, ifrat ve tefrite kaçan bir çok problemlerin çözümü, uzun bir zamana ve toplumun ıslahına bağlıdır.
Bu noktayı dikkatimize arz eden Bediüzzaman Hazretleri “Şeriatın bazı ahkâmı (hükümleri), meselâ valilerin vazifelerine taallûku var.” sualine verdiği cevap da çok ilginçtir. “Cevap: Bundan sonra, bizzarure, hilâfeti temsil eden Meşihat-ı İslâmiye ve diyanet dairesi hem âli, hem mukaddes, hem ayrı, hem nezzâre (nezaret eden) olacaktır. Şimdi hâkim şahıs değil, efkâr-ı âmme (kamuoyu) olduğu için, onun nevinden şahs-ı manevi bir fetva emini ister. İşte şu hâkimin fetva emini, Meşihatta (Diyanet dairesinde) mezahib-i erbaadan (dört mezhepten) kırk elli ülemâ-i muhakkik (uzman âlimler) bir meclis-i mebusân-ı ilmiye (ilmi bir heyet) teşkiliyle şahs-ı manevileri, öteki şahs-ı maneviye fetva eminlik edecektir. Yoksa, hâkim ve müftü bir cinsten olmazsa, birbirinin lisanını anlamazlar. Zira, şahs-ı vahit (tek bir şahıs), şahs-ı maneviyi kandıramaz (ikna edemez) ve tenvir edemez.” (Münâzarât s. 80)
Bahsi geçen hakikatlere binaen, şartların zorlamasıyla meydana gelen din ile devlet işlerinin ayrıldığı bir ortamda, Diyanet işleri Teşkilatını, Yüksek Öğrenim Kurumu gibi özerk bir yapıya kavuşturup, Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği tarzda, Diyanet Teşkilatını hem âli, hem ayrı, hem mukaddes, hem de nezzâre olacak bir şekil kazandırıp kuvvetlendirmeli ve atamayla gelen bir başkan yerine, seçimle gelen bir başkan statüsü verilmeli, hem de ehliyetli ve güçlü bir âlimler kadrosu kurularak sadece Türkiye’ye değil, gerektiğinde İslâm âlemine bile nokta-i istinat olmasını temin edecek bir şekil verilmelidir.
Hülâsa; hem özerk, hem seçimle gelen, hem ehliyetli kırk elli âlimlerden teşekkül eden bir şahs-ı maneviye istinat eden bir Diyanet Teşkilatı, bütün dinî hizmetleri, cemaat ve vakıfları kucaklayacak, cehalet ve bilgi eksikliğinden kaynaklanan farklı fikirleri tenvir edecek ve şer’i hukuk ile medeni hukuk arasında çelişen ve örtüşen cihetleri ortaya koyarak bir orta yol bulup, kitlelerin ve kurumların arasındaki gerginliği yumuşatacak ve dahilde emniyet ve huzurun, asâyiş ve güvenin sigortası olacaktır.
Böylesine bir Diyanet İşleri teşkilatına, düne göre daha şiddetle ihtiyacımız olduğu açık bir gerçektir. Demokrasiye gönülden inanan ve vatanını seven bütün kurum ve kuruluşların, özellikle mecliste bulunan bütün milletvekillerinin, böylesine güçlü bir Diyanet İşleri Teşkilatının şekillenmesinde yardımcı olmalarını milletçe temenni ediyor ve bekliyoruz. Sivil ve demokrat yeni bir anayasa da bunun temelini teşkil edecektir.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0