(Dünden devam)
Müslüman bir ülke olarak hem Avrupa Birliğine, hem de İslâm Birliğine üye olup öncülük rolünü üstlenen gelecekteki Türkiye’nin konumu, bütün dünyanın gıpta ettiği kilit bir ülke haline gelmektir.
İttihad-ı İslâm denilen elli yedi İslâm ülkesinin, her türlü mazereti terk ederek ortak bir birlik kurmasının zamanı geldi. Devletleri, sınırları, paraları ve hükümetleri ayrı olsa da, dış meselelerde ortak hareket eden böyle bir İslâm birliği, tek kutuplu dünyanın bozulan dengesinin de düzelmesine hizmet edecektir. Bu gerçeği muhtelif açılardan dile getiren Bediüzzaman Hazretleri şu tespitleri de yapmaktadır: “Asya kıt’asının ve istikbalinin keşşafı ve miftahı (anahtarı) şûradır. Yani, nasıl fertler birbiriyle meşveret eder; taifeler, kıt’alar dahi o şûrayı yapmaları lâzımdır. Ki, üç yüz belki, dört yüz milyon (şimdi iki milyar) İslâmın ayaklarına konulmuş çeşit çeşit istibdatların kayıtlarını, zincirlerini açacak, dağıtacak, meşveret-i şer’iye ile, şehamet (cesaret) ve şefkat-i imaniyeden tevellüt eden hürriyet-i şer’iyedir. O hürriyet-i şer’iye, âdâb-ı şer’iye ile süslenip, Garp Medeniyet-i sefihânesindeki seyyiatı (fenalıkları) atmaktır. İmandan gelen hürriyet-i şer’iyenin gereği olarak, tahakküm ve istibdat ile başkasını tezlil etmemek ve zillete düşürmemek ve zalimlere tezellül etmemek.” (Tarihçe-i Hayat s. 89)
Evet, İslâm dünyasının yapması gereken en birinci ve farz vazifeyi İttihad-ı İslâm olarak gören ve önceliklerinin neler olduğunu tespit eden Bediüzzaman Hazretlerine kulak vermenin zamanı geldi. Çünkü, bütün yollar denendi ve nihayet tükendi.
Cemaatler arasında veya aynı cemaat içinde dikkat edilmesi lâzım gelen en birinci vazife, ittihadın, birlik ve beraberliğin temin edilmesi ve korunmasıdır. İslâma hizmet dâvâ eden cemaatler maksatta ittifak etmeli ve birbirlerini tenkit etmemek tarzındaki ittihadı korumaya gayret ederken, aynı cemaat bünyesindeki ittihad ise, tesanüdü kuvvetlendirmek şeklindedir. Hangi gerekçeyle veya niyetlerle olursa olsun, tesanüdü sarsan ve güven duygusunu bozan hareketler, ittihad kalesinin temellerine konulmuş dinamitler gibidir. Bu ise, günahların en büyüğüdür. Hiç bir hizmet ve mazeret bu vebali dengeleyemez.
Evet, Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi: “Bu zamanda en büyük farz vazife İttihad-ı İslâmdır.”
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0