Konya Meram belediyesinin yeni inşa ettiği Konevi Kültür merkezinde, bir hürriyet âşığı olan Bediüzzaman, vefatının 44. sene-i devriyesinde Konyalı dâvâ arkadaşlarımız tarafından rahmetle anılıyor ve biz de onun yukarıda kısaca temas ettiğimiz hürriyet anlayışını paylaşmaya çalışıyorduk.
Bin civarındaki bir kalabalık salonu tamamen doldurmuş, hatta bir kısmı ayakta kalmıştı. Yakın il ve ilçelerden gelen gönül dostlarımız da vardı. Hanım kardeşlerimizin katılımı her türlü takdirin üzerindeydi. Halil Uslu’nun “İstikbalden Müjdeler” adındaki konusu fevkalâde heyecan vericiydi. Tasavvuf musikisinin nağmeleri ise, bizleri bambaşka âlemlere götürdü. Yarışmaya katılan öğrencilere verilen ödül töreni de programa renk katmıştı. Bir Cuma akşamı gerçekleşen ve iki saati aşan anma programı, bizlere çok şey kazandırmıştı. Emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz.
Ertesi gün, yol arkadaşım Halil Yıldız ile Ermenek ilçesine geçtik. Bu şirin ilçemizi ilk defa görüyordum. İki bin metre yükselen dağların zirvelerinden aşan ve yılan gibi kıvrılarak inen ve tekrar yükselen uçurumlu yollardan Ermenek’e ulaştığımızda, tepeden ilk görülen binaların arasında, Zübeyir Gündüzalp koleji geliyordu. Zira, o da bir tepeye inşa edilmişti. Üç yüz öğrenci kapasitesi olan kolejin üçte ikisi doluydu. Dünyevî ilimlerde başarılı bir eğitim veren kolej, öğrencileri milli ve manevi değerlere bağlılık noktasında da yetiştiriyordu. Gerçekten takdire değer bir yönetim ve eğitim vardı. Anadolu’nun her tarafından gelen öğrenciler durumdan memnundu. Onlarla bir sohbetimiz oldu.
Akşam saatine kadar Ermenek ilçesini gezdik ve dostlarımızı ziyaret ettik. Eski adı İremnak olan bu ilçenin adı (Cennet bağları) anlamına geliyormuş. Gerçekten yekpare taş ve kayalardan meydana gelen dağlara sırtını veren ve bir yamaçta kurulan Ermenek ilçesinin bağları, Göksu Irmağına kadar alabildiğine uzanıp gidiyordu.
Temelden gövde yüksekliği 210 metreye ulaşan Ermenek baraj inşaatı da devam ediyordu. Yükseklik bakımından dünyada dördüncü olacakmış. Karların da erimesiyle coşkuyla akan Göksu Irmağı kenarında bir ders yaparak tekrar şehre döndük. Selçuklulardan kalma Ulu Cami, 702 sene evvel Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılmış. İlçenin en yüksek yerinde olan camiden Ermenek bağlarına, Göksu Irmağına ve karşı dağlara baktığımda kendimi uçaktan bakıyor gibi hissettim. Zübeyir Ağabeyin kardeşi Haydar Gündüzalp Ağabeyin de katıldığı akşam dersinden sonra gönül dostlarımızla vedalaştık. Uzun bir yolculuktan sonra Ankara’ya ulaştığımızda, sabah ezanları okunuyordu.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)