Yasama, yürütme ve yargı kurumlarının varlığı, bir devleti meydana getiren en önemli temel taşlardır. Onlar olmadan devleti teşkil etmek mümkün değildir.
Bunlar içinde adalet kurumunun ayrı bir yeri vardır. Haklı olanlara hakkını, haksızlık yapanlara ve suçlu olanlara cezasını vermek vazifesiyle mükellef olan hâkimler, adaletin dağıtımında adalet etmezlerse zulümler meydana gelir. Bu noktanın çok önemli oluşundandır ki, “Adalet, mülkün temelidir. “denilmiştir.
Devletin temelini teşkil eden adalet kavramında hak hükmetmez ve adaletsizlikler ön plana çıkarsa, o zaman devletin temeline en büyük dinamitler konulmuş demektir. Kanun koyucu tarafından net bir şekilde tanımı yapılmamış ve ne anayasada ve ne de diğer ceza yasalarında suç olarak belirlenmemiş bir kısım hayali suçlarla da insanlar yargılanmamalıdır. Bunların en başında irtica kavramı gelmektedir. Böyle bir suç kavramı hiç bir yasada geçmemektedir. Şayet, lâstikli kanunlar ve zorlama tevillerle insanlar suçlanır ve mahkûm edilirse, orada adalet anlayışından bahsedilemez.
Aynı şekilde, devletin sevk ve idaresinde bir kısım idarecilerin haksız uygulamalarını, hakaret etmeden eleştiren ve onları hukuk içinde kalmaya davet eden yazarlar da, düşüncelerinden ve onları ifade etmekten dolayı hesaba çekilmemelidir. Zira, bir milletin içinde herkes tek tip düşünceye sahip değildir. Farklı inanışlar ve farklı düşünceler o milletin zenginliğidir. Herkesi aynı inanç ve düşünceye zorlamak ve farklı fikirlerin üzerine devlet gücüyle gitmek istibdat ve zorbalıktan başka bir şey değildir.
İslâm tarihine baktığımız zaman, özellikle Hazret-i Ömer’in (r.a.) halifeliği döneminde, İslâm dinini ve Kur’an’ı inkâr ve reddettikleri halde, hâkimiyeti altındaki Hristiyan ve Yahudilere ilişilmiyordu. Fatih Sultan Mehmet Han devrinde de, farklı din ve fikirlere sahip olan azınlıklara dokunulmuyor ve farklı inanç ve düşüncelerine saygı gösteriliyordu. Âsâyiş ve huzuru bozmamak şartıyla onlar şahane hür ve serbestti.
Bu iki örneğe bakarak denilebilir ki, din ve vicdan, fikir ve ifade hürriyeti prensibiyle, âsâyiş ve emniyeti bozmamak ve idareye fiilen dokunmamak şartıyla, her türlü farklı ve muhalif fikirlere izin verilir ve hiç bir şekilde suç sayılmaz. (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)