(Dünden devam)
Devletle içli dışlı olmaktan alabildiğine kaçan Bediüzzaman Hazretleri, çektirilen o kadar çilelerin asıl sebebini şöyle izah eder: “Çok emarelerle bildik ki, bana hücum edenleri tahrik eden, M. Kemal’e itirazımdır ve ona dost olmadığımdır. Başka sebepler bahanedir.” (Emirdağ Lâhikası s. 247) diyen Bediüzzaman, Demokrat Parti döneminde de, Halk Partisinin kışkırtmalarıyla çok fazla tevkif ve hapisler olunca “Bu hücumlar bizim için iyidir. Yoksa, Nurcularda mı resmi ideoloji ile barıştı, diye âlem-i İslâm hakkımızda şüpheye düşerdi.” diyerek bu inceliği nazara veriyordu.
Bediüzzaman Hazretleri, vefat edene kadar kendi kimliğini ve ortaya koyduğu Nur Hareketinin özelliğini korumayı tercih etti. Devlet gücünden yararlanmaya itibar etmedi. Belli bir mesafeyi her zaman korudu. Her türlü sıkıntıya bu yüzden katlandı. Halk Partisi tarafından yapılan hak etmediği iftira ve suçlamalar için hatayı yüzde beşe vermeyi tercih etti ve herkese hakkını helâl etti. Ve yüzünün akıyla Allah’a ruhunu teslim etti. Ona ne mutlu!
Onun vefatından bu yana, Nur Hareketinin mensupları da hep Bediüzzaman gibi davrandı. Devletin kontrolüne girmemek ve kimliklerini muhafaza etmek için kendi yağları ile kavrulmayı tercih ettiler. Böyle bir tercihten uzak duranlar ise, korktukları akıbete düştüler ve resmi ideoloji ile barışmak durumunda kaldılar ama yine de yaranamadılar.
Bir devlet adamının bize yaptığı şu ikaz ne kadar yerindedir: ” Devlet imkânlarına tenezzül etmeyin. Yoksa, fikir bağımsızlığınızı koruyamazsınız. Hiç olmazsa siz kimliğinizi koruyarak kalın. Ülkenin buna ihtiyacı var.”
Evet, çok bedeller ödeyerek bu günlere kadar gelen mensubu olduğumuz ekolün, fikir bağımsızlığının altında işte bu sır yatıyor.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0