Yaratılmışların en şereflisi olarak bu dünyada misafir edilen insanların, hayatının devamı için lâzım olan her şey, o daha dünyaya gelmeden hazırlanmış, insan her şeyi hazır ve emrine hizmetkâr bulmuştur.

Hayat için en lâzım olan varlıklar güneş, hava, toprak, su ve ateş unsurlarıdır. Bütün nimetler gibi ateş dahi en büyük nimetler arasındadır. Eğer ateş olmasaydı, insan vahşi hayvanlar gibi kalacak ve bir postla yaşamaya mahkûm olacaktı.

İlk çağlardaki insanlar, yontma taş, cilâlı taş devirlerinden maden devrine ateş sayesinde geçti. Yaşamakta olduğumuz modern çağın bütün gerekleri, genellikle hep ateş sayesinde elde edildi. Ateşsiz hayat düşünülemez.

Yemeğimizi pişirmekten, her türlü alanlara kadar kullandığımız ateşin, ne kadar büyük bir nimet olduğunu çoğu insanlar düşünemez. Hatta onun nimet olduğunun farkında bile değildir. Çoğu nimetlerin nimet olduğunun farkında olmadığı gibi..

“O’dur ki, yemyeşil ağaçtan size ateş çıkarır; onunla ateşinizi yakarsınız.” (Yasin Suresi: 80) Bu ayetle nazar-ı dikkati ateşe çeken Cenab-ı Hak, onu bir nimet olarak Kendisinin ihsan ettiğini hatırlatıyor. Hem de ateşin yanması için lâzım olan oksijenin kaynağının ağaçlar olduğuna işaret ediyor. Oksijensiz bir ortamda ateş yanmaz. Onun için ormanlara dünyanın akciğerleri denilir. Orman yangınları olduğunda spikerler “Akciğerlerimiz yanıyor.” tabirini kullanırlar.

Ateşin yaratılışı bütünüyle hayırdır. Ancak, ateş yüzünden cüz’i şerler de olur. Evler, arabalar ve ormanlar yanar. Böyle durumlar için “Ateşin yaratılışı şerdir.” denilemez. Çünkü, Bediüzzaman Hazretlerinin tespit ettiği gibi “Hayr-ı kesir için, şerr-i kalil kabul edilir.”  Eğer, o cüz’i şerler gelmesin diye ateş yaratılmayacak olsaydı, o zaman şerr-i kesir olur, insan hayatı da çok zorluklara girerdi. Allah, her şeyi hikmetiyle en güzel bir şekilde planlamıştır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)