Tefekkür

HAZİNELİ DİREKLER

Dağlar kuru birer direk olmanın ötesinde, içinde canlı varlıkların hayatına lâzım her türlü maddeleri barındıran hazineli direkler konumundadır.

Dağlar demir, bakır, alüminyum, mağnezyum, manganez, volfram ve daha yüzlerce çeşit madenlere hazinedarlık yaptıkları gibi, canlılar âleminin en çok muhtaç oldukları suların da depolarıdır. Rahmet yüklü bulutları kendilerine çekerek, yağan yağmur ve karları bünyelerinde depo ederler. Fakat bunlar zâhiri sebeplerdir. Asıl sebep ise, Rahmet-i İlâhidir.

Bahsi geçen mânâyı Bediüzzaman Hazretleri, Âyet-ül kübra adındaki eserinde meâlen şöyle izah eder: Mısır ülkesini bir cennete çeviren mübarek Nil Nehri, Cebel-i Kamer denilen bir dağdan mütemadiyen küçük bir deniz gibi akıyor. Eğer altı aydaki sarfiyatı dağ şeklinde toplansa ve buz olsa, o dağdan daha büyük olur. Halbuki, o dağdan ona ayrılan yer ve mahzen, altı kısmından bir kısmı olamaz. O sıcak memlekette az yağan yağmuru toprak yuttuğu için, Nil kaynağına giden miktar o dengeyi koruyamadığından, hadis-i şeriflerde, Nil ile birlikte dört nehre her an cennetten bir damla damladığı için bereketlendiğinden bitmiyor, denilmiştir.

Fırat ve Dicle nehirleri de Nil nehri gibi olduğu bilinirse, dünyadaki bütün nehirlerin bu mânâdan hisseleri olduğu anlaşılır. Rahmetiyle her şeyi kuşatan Cenab-ı Hak, basit sebepler perdesi arkasından bütün ihtiyaçlarımıza cevap vermektedir.

Aynı zamanda, toprağı denizin istilasından koruyan dağlar, teneffüs ettiğimiz havanın tarağıdırlar ki, atmosferi zararlı gazlardan tasfiye ederler. Âdetâ dağlar, dünyanın akciğerleri vazifesini görürler. havadaki karbondioksit gazını alarak kendine gıda yapan ağaçlar, atmosfere oksijen salarlar. Çeşitli şekillerde çıkarılarak dağların ve ormanların yok olmasına sebep olan yangınlar, bu akciğerleri koparıp atmaktan farksızdır.

“Kıyametin koptuğunu görseniz bile, elinizde bir fidan varsa onu dikin.”hadis-i şerifi çok mânâlar ihtiva etmektedir. İçinde yaşadığımız dünyanın varlıklarından bahseden ve onlara Allah hesabına baktıran Kur’an-ı Kerim, dağlardan da bahsetmekte ve bizleri ibret almaya davet etmektedir.

“Görmüyor musunuz biz deveyi nasıl yaratmışız? Semayı nasıl yükseltmişiz? Dağları nasıl dikmişiz? Yeryüzünü nasıl düzlemişiz?ferman eden ayetler, bu minval üzere ders vermektedir. Evet, yeryüzünün kudret ve azamet delilleri olan heybetli dağlar, sadece kuru birer direk değil, insanlığın ekser ihtiyaçlarını içinde barındıran hazineli rahmet direkleridir. Önemli olan da, onlara bu gözle bakıp, ibret alarak imanımızı kuvvetlendirmektir.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)

Reklam

Yorum Yap