Dünyanın geniş siyasî ve içtimaî olaylarının yanı sıra, bütün dünya devletleri Koronavirüs denilen dehşetli ve bulaşıcı bir virüsle boğuşuyor. Genel olarak insanlığın zihni tamamen bu hadiseye yoğunlaşmış. Ölüm bütün çıplaklığıyla insanların gözleri önünde cereyan ediyor. Dünyanın ne kadar fâni ve geçici olduğu ayan beyan görülüyor.
Yaratılıştan ebediyet isteyen ve ölüm gerçeğinden son derece korkan insanlık, bu olay karşısında çaresizlik içinde. Doktorların gözleri önünde binlerce insan can veriyor ama bir şey elden gelmiyor. Amerika ve Avrupa devletleri huzur evlerinde olanları kendi hallerinde ölüme terk etmiş. Hastanelerde yatan hastaların da yaşlı olanlarını değil, hiç olmazsa daha genç olanlarını kurtaralım diye hasta seçmek durumunda kalmış vaziyette. Sağlık sistemleri çökmüş. Henüz ilâcı olmayan bir hastalık karşısında doktorlar ne kadar âciz kaldıklarını bizzat yaşayarak görüyorlar. Gelişmiş ülkeler denilen ve milli gelirleri trilyonlarla ifade edilen zengin devletleri yönetenler de, ölüm gerçeği karşısında ne kadar çaresiz kaldıklarını onlar da gördüler. Bir virüs âdeta dünyayı dize getirdi. Allah’ın ordularından sadece birisi olan Koronavirüs, burnu Kaf Dağında ve kibirlerinden yanlarına yaklaşılamayan adamları şaşkına çevirdi.
Dünya çapında binlerce insanın ölümüne sebep olan bir virüs, insanların ebediyet isteyen kalplerinde dehşetli korkular ve yaralar açtı. Sonsuza kadar yaşamak arzu eden her insan, teselli verecek hakiki ve semavî bir din arayışına girdi. Avrupa devletlerinin bir kısmında şimdiden camilerde açıktan ezan okunmasına izin verilmesi, kiliselerde ezanlar okutulması ve diğer dînî gelişmeler hayra alâmet. Bu arayışlar, inşaallah insanlığın İslâm diniyle buluşmasını netice verecek gibi görünüyor.
Böylesine ilginç gelişmelerin yaşandığı bir dünya hayatında, bizler aslî hizmetlerimizin başındayız. Zira, bizler Risale-i Nurla ehl-i imanın imanını kurtarmak ve muhafaza etmekle vazifeli bir cemaatiz. Bizim meşgul olduğumuz vazife, ehli dünyanın meşgul olduğu en büyük meselelerden daha büyüktür. Bizim en küçük meselemize, onların en büyük meseleleri mukabil gelemez. Hiç bir ayırım yapmadan, milletin bütün fertlerine takdim edilen bu iman hizmetine herkesin ihtiyacı vardır. Bu hizmette dost düşman ayırımı yapılamaz. Çünkü, kimin, ne zaman, nerede ve ne şekilde hidayete geleceğini Allah’tan başka kimse bilemez.
Bu itibarla, her biri birer irşat ve tebliğ kürsüsü olan Nur dershaneleri ve diğer ders meclisleri, iman ve Kur’an hakikatleri cihetinde etrafına ışık saçmaya devam etmeli ve en büyük ve en birinci vazifemizin bu olduğu hiç bir zaman unutulmamalı ve ihmale uğramamalıdır. Ülkemizi hem ahlâken hem de her cihetten yükseltecek olan da bu tarz hizmetlerdir.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)