2. Meşrutiyetin ilânından sonra kurulan İttihat ve Terakki Fırkasının en çetin rakibi olan Osmanlı Ahrariye Fırkası, fikir ve ifade hürriyetini, vicdan ve din hürriyetini ve özel teşebbüs hürriyetini tüzüğünde en temel maddeler olarak kabul etti. Bu temel esaslar, gerçek demokrasinin de en önemli temel taşlarıdır.
Ancak, iktidarı ele geçiren İttihatçılar devlet gücüyle bu hürriyetçi partiye hayat hakkı tanımadı. İki defa başa geçtikleri halde, çeşitli entrikalarla onları alaşağı ettiler. Abdülhamid Han’ın mecbur kaldığı zayıf istibdadını, mutlak bir istibdada dönüştürdüler. Bediüzzaman’ın tespitiyle, mutlakiyet idaresi akla husumet edip muhaliflerini Fizan ve Yemen gibi yerlere sürgün ederken, İttihatçılar hayata düşmanlık edip, muhaliflerini faili meçhul cinayetlerle ortadan kaldırdılar.
Osmanlı Devletinin tarih sahnesinden çekilmesiyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti döneminde, İttihatçıların bozuk kısmının teşkil ettiği Halk Partisi, tam yirmi sekiz sene bu millete âdeta kan kusturdu. Akıl ve hayale gelmedik zulüm ve işkenceleri millete reva gören bu zihniyet, 1950 genel seçimlerine kadar milletin bin senelik mazisiyle ve İslâm âlemiyle bütün bağları koparacak icraatları yaptı.
Milletçe hak ve hürriyetlerimizi kısıtlayan, katı bir devletçilik anlayışı ile özel teşebbüsün önünü tıkayan, milletin kılık ve kıyafeti, sakalı ve başörtüsüyle sonuna kadar uğraşmayı marifet sayan, özürlü ve kusurlu göstermelik demokrasiye sebep olmakla Avrupa Birliğine girmemizi engelleyen, millete ait olan devlet malını talan ve yağma etmeye kapı açan, siyaset zeminini allak bullak ederek kitleleri şaşırtan, Halk Partisi ilkelerini anayasa gücüyle bütün partilere dayatan bu müstebit zihniyetle; kıran kırana mücadele ederek gerçek ve tam demokrasiyi getirmeye çalışan, vicdan ve din hürriyetinin en geniş ve kâmil mânâsıyla bu vatan da yaşanmasına zemin açmaya uğraşan, tekelleşmeyi ortadan kaldırarak sermayeyi tabana yaymaya gayret eden ve milletçe kalkınmamızın öncülüğünü yapan ve Osmanlı Ahrar Fırkasının devamı olan Demokrat Partiye, maalesef bu hizmetlerinin bedelini bir başbakan ve iki bakanını şehit vermesiyle ödettiler. Bu zihniyet hâlâ redd-i miras yapmış değil, bilâkis ölümüne geçmişini savunmaya devam ediyor.
Ancak, Bediüzzaman Hazretlerinin duasına mazhar olan Demokrat misyon için Üstat “İnşaallah o Ahrarlar, istibdad-ı mutlakı kaldırıp tam bir hürriyet-i şer’iyeye vesile olacaklar.”tespitini yapıyor. Bu tespitin er veya geç gerçekleşeceğine inanıyor ve bekliyoruz.
asyanur.info samicbeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)