Son peygamber olan Hazret-i Muhammed (asm) dünyaca hâkim ve sultan olduğundan, semavi dinlerin en sonuncusu olan İslâm ve onun kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak; insanın bir ferdinden aileye, sosyal hayattan devlete kadar, çok geniş sahaları içine alan kanun ve prensipleri va’z etmiş ve Müslümanlara da o kanunlara itaat etmeyi emretmiştir.
Kur’an, Sünnet, icma-ı ümmet ve kıyas-ı fukaha denilen dört şer’i delile dayanan İslâm hukuku, kıyamete kadar gelecek insanlara cevap verecek ve insanlık gibi ihtiyarlamayıp, bilâkis zaman geçtikçe gençleşen kaideleriyle insan nev’inin dünya ve âhiret saadetine vesile olacaktır. Ancak, o kaideleri kabul edip uymak şartıyla.
Modern ve çağdaş fikirler ile büyük çapta çelişmemekle beraber, onları tadil ve tashih etme gücüne sahip olan İslâm dini, mensupları tarafından yaşandığı zamanlarda maddi ve manevi yükselmelere vesile olmuş, aksine davrananlar ise, gerilemekten ve tarih sahnesinden silinmekten kendilerini kurtaramamışlardır.
Osmanlı Devletinin son dönemlerinde başlayan, özellikle Tanzimatla birlikte hız kazanan Batı hayranlığı ve Avrupa standartlarında hukuk arayışları, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte zirveye çıkmış, devrin idarecileri tarafından ülkenin yönü bütünüyle Batıya döndürülmeye çalışılmış ve bu maksatla Evkaf ve Şer’iye Bakanlığı kaldırılarak, tamamen medeni hukuk tercüme edilip, milletin buna itaat etmesi istenmiştir.
Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bu millete dayatılan bu yeni hukuk sistemi yüzünden, dahili bir çok kargaşalar meydana gelmiş ve hâlâ bu kargaşalar fikir platformlarında varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Kur’an orta yerde duruyorken millete benimsetilmeye çalışılan yeni kanunlar, 1. ve 2. Meşrutiyetin ilanıyla da tartışmalara sebep olmuş, Kanun-u Esasi adı verilen anayasalara, bir kısım dindar çevreler sert tepki göstermiş, anayasaları çıkaranlara ve uyanlara küfür isnat ederek dinden çıktıklarını söylemişlerdir. Halbuki, doğru bilgilendirmeler yapılarak şer’i hukuk ile medeni hukuk kaideleri arasında bağlantılar kurularak doğrularda ittifak edilmesi sağlansaydı, millet ittifakının da sağlam temeller üzerine oturması temin edilirdi. Geçici olarak meydana gelen bu arızalar , inşaallah bir gün gelir telafi edilir ve bütün kargaşaların da önü alınmış olur.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)