Kafkaslardan göç ederek, Karaman ili Ermenek ilçesine yerleşen bir ailenin çocuğu olarak 1920 yılında dünyaya gelen Zübeyir Gündüzalp, 1944 yılında Risale-i Nur’u tanıdı ve 1947 yılında da Bediüzzaman Hazretlerinin hizmetine girdi.
Üstadın “Zübeyir’imi k’ainata değişmem.” dediği bu iman ve İslâm fedâisi, fenafi’l Üstad olmanın yanı sıra, müdebbir ve müdakkik olan karakteriyle, Risale-i Nur’un meslek ve meşrebini tam mânâsıyla kavradı. Üstadın tarz-ı hayatını ve hizmet usulünü yakından takip etti. Âdeta, Bediüzzaman’ın sır kâtibi oldu.
Bediüzzaman’ın “Üçüncü Said” olarak vasıflandırdığı son hayatında, günde yedi sekiz gazeteyi getirtip, İslâam Ve Risale-i Nur ile ilgili konuları sadece Zübeyir Ağabeye okutup dinledi. Diğer hizmetkârlarına “Size menfi tesir eder. Zübeyir’e tesir etmez. Onun için sadece ona okutuyorum.” diyerek açıklama yaptı.
1948 yılında, Bediüzzaman Hazretleriyle birlikte Afyon hapishanesinde yatan Zübeyir Ağabey, tahliyeden sonra, Bediüzzaman vefat edene kadar hep onunla birlikte kaldı.
23 mart 1960 yılında Üstad vefat edince, meydana gelen dağınıklığı Zübeyir Ağabey toparladı. Meslek ve meşrebe taallûk eden düstur ve prensipleri, Hizmet Rehberi ile Beyanat ve Tenvirler adındaki kitaplarda derleyip tanzim etti. 02 Nisan 1971 yılında vefat edene kadar, bu prensipleri cemaat içinde yaşanır ve uygulanır hale getirdi. Böylece, Risale-i Nur mesleğinin orijinal özelliğinin ne olduğunu hem ilmî olarak, hem de fiilen ortaya koydu. (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)