“Yemin olsun gökyüzüne ve gece ortaya çıkana. Gece ortaya çıkanın ne olduğunu bildin mi? O, karanlıkları delen bir yıldızdır.”Târık Suresi:1-2-3) “Yemin olsun gizlenen ve açığa çıkan yıldızlara.” (Tekvir Suresi:15-16)
Yeryüzü misafirhanesinin tavanı ve kubbesi hükmünde olan semavat âlemini yıldız lâmbalarıyla süsleyen Cenab-ı hak, nihayetsiz derecede güzel olan Esma-i Hüsna’sının nihayetsiz güzelliklerini, göklerdeki yıldızlarla da göstermek istiyor. Yukarıda iktibas ettiğimiz ayetler gibi nice ayetlerle nazarlarımızı gökler âlemine çeviriyor. İnsanlar, şehir hayatının yoğun hayat temposu ve dünya olaylarını takip etmekten kaynaklanan sersemlikle, gökyüzüne bakmayı akıllarına bile getiremiyor.
Şehir hayatından uzaklaşan, köylere, kasabalara ve yaylalara çıkan insanlar, ellerini uzatsalar dokunuverecekmiş gibi kendilerine yakın hissettikleri salkım saçak yıldızlarla baş başa kalırlar. Muhtelif uzaklık, yakınlık ve parlaklıklarıyla bakanlara göz kırpan yıldızlar, Kâinatın Sanatkârına, Onun varlık ve birliğine nihayetsiz delillerle şahitlik ederler.
Canlı varlıkların yumurta ve nutfe sularından, bitkilerin küçücük tohum ve çekirdeklerinden doğup meydana gelmesi gibi, gökler âlemini yaldızlayan her bir yıldızın dahi bir doğumu ve gelişip büyümesi vardır. Galaksilerin ve yıldız kümelerinin bulunduğu alanların boşluklarında gaz ve toz bulutları bulunur. Bu bulutlar, dev teleskoplarla sema tarandığı zaman sis şeklinde görünmektedir. Bu gaz ve toz bulutlarına “Nebülöz” denir. Nebülözler, yıldızların ve gezegenlerin ham maddesidir. Hareket halinde olan nebülözler, kendi içindeki küçük bir astroid kütlesinin çekim gücü etkisiyle etrafında toplanmaya başlar. Adeta o astroid, bir yıldızın çekirdekliğini üstlenmiştir. Gaz ve toz bulutları çekirdeğin etrafında dönerlerken müthiş bir ısı meydana gelir. Nükleer reaksiyonlar neticesinde öyle yüksek bir basınç meydana gelir ki, bu basınç çekirdek ve etrafında toplanan kütlede bir dengenin oluşumuna sebep olur. Böylece bir yıldızın doğumu da gerçekleşmiş olur. Orta büyüklükte bir yıldız olan güneşde olduğu gibi, yeni doğan yıldız da içindeki hidrojeni yakarak ışığını uzaya göndermeye ve bize göz kırpmaya başlar.
Son derece ince ve matematiksel hesaplamalara dayalı olarak gerçekleşen bu muhteşem olaylar zincirinden sonra, Yüce Yaratıcının varlık ve birliğine bir şahit daha devreye girmiştir. İbret nazarıyla gökler âlemine bakan ve astronomi ilmiyle yıldızları inceleyen her akıl sahibi de, bu şahitliğe şahitlik eder.
asyanur.info