Hatıralar Geçidi

YENİ YAPILANMA VE MAYES TOPLANTILARI (HATIRALAR GEÇİDİ- 75)

Yönetim kuruluna yeni giren İsmail bey ve arkadaşlarının organize ettiği yeni sistem içerisinde, cemaat temsilcileri mahallinde, bölgede ve Türkiye genelinde toplantılar yapmaktan başını kaşıyacak zaman bulamıyor, maddi imkânları ulaşım için yollarda harcanıyordu. Bir kısmı da maddi külfetinden dolayı, toplantılara katılımı aksatıyordu.

Eğitim, sosyal ve yayın komisyonuna ilave olarak, Türkiye mali komisyon da kurulmuş ve komisyonların ortak adı MAYES olmuştu. Ekser mahallerin cemaat sayısı, mevcut yapılanmaya yetecek durumda değildi. Hem para hem de eleman noktasında yetersizdiler. Heyetlerde alınan “Komisyonlar, kendi alanlarıyla ilgili kararları alır, uygular ve meşveret heyetine bilgi verir.” diye bir kararı, umumi temsilciler heyetinden geçirdiler. Sanki, komisyonlara özerklik statüsü verilmişti. uygulamada ise, zamanla meşveret heyetleri by-pass edilerek, her şey komisyonlarla halledilir olmuştu. Bundan dolayı çeşitli hizmet mahallerinden sıkıntı sesleri yükselmeye başlamıştı.

Bu arada, yönetim kurulunda komisyon koordinatörleri kurulmuş ve sorumlular belli olmuştu. Eğitim komisyonundan Prof. Mehmet bey, sosyal komisyondan Yakup bey, yayın komisyonundan İsmail bey, sivil toplum kuruluşlarından Bestami bey, malî komisyondan da Timur bey sorumluydu. Müesseseyi yeniden yapılandırma işi vardı. Kararını önceki yönetim almıştı. Onun koordinatörlüğünü de İsmail bey aldı.

Daha sonra,Yeni Asya sürekli eğitim merkezi kuruldu. Kısa adı YASEM idi. Onun koordinatörlüğünü de yine İsmail bey üstlendi. Prof. Mehmet bey, hem eğitim komisyonu koordinatörü, hem yönetim kurulu sekreteri, hem de genel yürütme kurulu başkanıydı. Timur bey, mali komisyon koordinatörlüğünün yanı sıra radyodan ve başka vazifelerden de sorumluydu. Bütün bu vazifelerin tamamı dört beş kişide toplanmıştı. Kendi teklifleri üzerine hem yönetim kurulunda hem de umumi temsilciler toplantısında alınan “Herkes yalnızca bir vazife alacak ve onda uzmanlaşacak.” kararına aykırı bir uygulama gerçekleştiriliyordu.  Yönetimdeki diğer üyeler seyirci konumundaydık ya da noter gibi tasdik eden durumundaydık.

Bütün bunların yanında, Ankara içinde komisyon sekreterliklerine kendilerine yakın isimler seçtiriliyor, hatta meşveret üyesi olan birisi yayın komisyonundan düşürülerek, dışarıdan Ankara’ya yeni tayin olmuş ve cemaati tanımayan birisine  veriliyordu. Ayrıca, Yeni Asya Ankara bürosundaki kadrolar değiştiriliyor ve kendilerine yakın isimlerden yeni bir kadro kuruluyordu. Gözlerimizin içine baka baka resmen cemaat içinde kadrolaşma gerçekleştiriliyordu.

ADAK, EĞİT-BİR,ve TÜR-TEK isimli vakıf kuruluşlarının yanı sıra, Sosyal Etüdler Derneği (SETÜD) ve Yeni Sanayiciler Derneği (YENİSİAD) gibi dernekler de kuruluyor ve başlarına yine  kendilerine yakın isimler yerleştiriliyordu. YASEM bünyesinde gazetecilik seminerleri yapılıyor, aynı masada kız-erkek karışık olarak bu seminerler icra ediliyordu. Sünnet-i Seniyeyi ihya ve takva dairesinde bulunan Nur Talebelerinin genleri ile bilerek ya da bilmeyerek oynanıyor gibi bir durum vardı. Komisyonların genel kurullarına bayan temsilciler de çağrılıyor ve masa çalışmalarında onlarla birlikte karma toplantılar yapılıyordu.

Ali Ağabeyle ikimiz bütün bu çalışmalara katılıyorduk. Bu can sıkıcı ve olumsuz gelişmeleri ve gidişatı onunla paylaştım. Zaten, Ankara cemaatinin genelinde derinden derine bir tepki vardı ve bazıları tenkitlerini bize iletiyorlardı. Ali Ağabey de aynı endişelerin içindeydi. Ancak “Kardeşim! Biz şimdi bunlarla beraber çalışıyoruz. Kutlular Ağabey de böyle yeniliklere açık birisi. Bazı şeyleri zamana bırakalım. Nasıl olsa bu yapılan çoğu şeylerin doğru olmadığı anlaşılacaktır. Nazik bir süreçten geçiyoruz. Sabretmemiz lazım.” dedi. “Üzerinden bir seneden fazla bir zaman geçti. Sessizce izlediğimiz bu kadrolaşma, mesleğimize ve takva prensiplerimize uymayan bu gelişmeleri, mutlaka Kutlular Ağabeyle paylaşmanın zamanı geldi de geçiyor bile. “dedim.

Bu arada, Ankara’da kurulan YENİSİAD denilen iş adamları derneği yürütülemedi. Çünkü, Ankara memur şehriydi. Onun için merkezini İstanbul’a taşıdılar. O zamana kadar, her hafta oraya çağrılan on veya on beş civarındaki esnafa, İsmail beyin Risale-i Nur dersi yerine seminerler verdiğini duyuyorduk. Daha sonra öğrendiğimize göre, derneğin başına Şevket bey diye bir kardeşimizin gelmesi kararlaştırılmış. (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale- Nur dersleri)

 

Reklam

Yorum Yap