Sâdık bir rüyada kendini Ağrı Dağının altında merhum annesiyle beraber gören Bediüzzaman, birden o dağın patladığını ve dağlar büyüklüğündeki taşlarını dünyanın her tarafına dağıttığını müşahede eder.
O dehşetli hal içindeyken, Kâinatın Efendisi Sevgili peygamberimiz (asm) kendisine İ’caz-ı Kur’an’ı beyan et!”diye emir verir. İşte bu manevi emirden sonra harekete geçen Bediüzzaman, altı bin sayfayı aşkın Risale-i Nur tefsirlerini telif etmeye başlar. Bazen dağlarda bağlarda, bazen hapishane ve sürgünlerde parça parça kaleme aldığı eserlerini yirmi dört senede tamamlar.
Âhirzamanın en dehşetli fitnelerinin bizzat devlet tarafından körüklendiği ve tehlikeli şahıslar marifetiyle ateşlendiği o karanlık ve ehl-i imanın ümitlerinin söndüğü ve ümitsizliğe döndüğü bir zamanda, Bediüzzaman ve telif ettiği Nur Risaleleri yepyeni bir çığır açmış, İslâm âlemine altı yüz sene merkezlik ve liderlik yapmış şu aziz vatandaki dindar kitlelere ümit ve ışık saçmıştı. Böylece Osmanlı döneminden beri “Ben istikbalde bütün fenalıkların önünün alacak bir nur görüyorum.”dediği ve bütün musibet ve ümit kırıcı hadiselere o kuvvetle dayandığı Nur, bu suretle gerçekleşmişti. Siyaset âleminde vukua geleceğini tahmin ettiği bu mes’udâne ve dindarâne haller, iman sahasında kendini göstermişti.
Gerçekten “Zaman âhirzamandır, gittikçe daha fenalaşacak. Her gelen gün, geçen günleri arattıracak.”diye bütün ehl-i imanın ümitlerinin söndüğü bir sırada, böyle yeni bir çığırın açılması taze bir kan ve moral kaynağı olmuş ve 1950 yılında meyvesini vermişti. Bir çeyrek asır dehşetli bir istibdat ve zulüm idaresiyle Müslümanlara kan kusturan, inkâra dayalı kanunlar perdesi arkasından, balyoz gibi devlet yumruğuyla inananlara feleğini şaşırtan zulüm devri son bulmuş ve millet derin bir nefes almıştı. Eskiye nispetle büyük bir rahatlama ve hürriyet havası teneffüs etmiş hamiyetli millet dinine sahip çıkmış, Nur derhaneleri, Kur’an kursları ve diğer hizmet grupları harekete geçerek, İslâmî gelişmeyi hızlandırmada büyük bir fonksiyon inşa etmişlerdir. Bilhassa, Risale-i Nur hareketinin böyle bir neticede büyük bir payı olmuştur.
Bediüzzaman, ortaya koyduğu eserlerin ve açtığı iman çığırının safiyet ve asliyetini muhafazaya çok önem vermiş, saptırılmasını ve mecraından çıkarılarak tanınmayacak bir hale gelmesini önlemek için, eserlerinde gerekli ikazları ve açıklamaları yapmaktan da geri kalmamıştır.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)