Her gün dünya hayatına yaklaşık beş yüz bin çocuk gelmekte ve dört yüz bin civarında insan da bu hayatı ölümle terk edip gitmektedir.
İnsanın anne karnındaki yaratılışı ve bir nutfe suyundan kan pıhtısına, oradan bir çiğnem ete ve oradan da insan şekline getirilişi öyle mucizeler zinciri sonucu gerçekleşir ki, kim onu ibretle incelese hayretinden parmağını ısırır. Ancak, bu hayretten mahrum olan insanlar, arkasında göz bulunmayan gözlük camlarından farksız bir adam gibidir.
İnsanın aslı, bir yumurta hücresinin bir spermle aşılanmasından meydana gelir. Annenin yumurtalıklarında o yumurtaların ve erkekte de spermlerin yaratılışı başlı başına bir mucize olduğu gibi; iki yüz elli veya üç yüz yüz milyon sperm hücresinden sadece beş yüz ile bin kadarı menziline ulaşıp, onlardan da sadece bir tanesinin yumurtanın içine girip onu aşılaması da, muazzam bir mucizedir.
Mitoz veya mayoz bölünmeyle çoğalan ve milyarlarca hücreden meydana gelen bir bebeğin, dokuz ay on gün içinde geçirdiği safhalar, ancak nihayetsiz bir ilim, irade, hikmet ve kudretle gerçekleşebilir. Tabiat ve tesadüf gibi şuursuz şeyler bu harika işlere karışamaz. Onun için Cenab-ı Hak, insanın bu ilk yaratılışını muhtelif ayetlerle dikkate sunar. “Sizi annelerinizin karınlarında üç karanlık içinde, bir yaratılıştan öbür yaratılışa halk edip duruyor.” (Zümer Suresi: 6)
Tıp ilminin tespitlerine göre, anne karnındaki çocuk üç tabaka ile kuşatılmıştır. 1- Amniyon zarı. 2- Onun dışındaki kariyon zarı. 3- Rahim duvarı. Çocuk amniyon torbası içindeki sıvıda halden hale geçirilerek olgunlaştırılmaktadır. “Her birinizin yaratılış mayası, anne rahminde bir nutfe olarak kırk günde derlenip toplanır. Sonra bir kırk gün daha alâka (kan pıhtısı) olur. Sonra yine bir kırk gün daha mudğa (et parçası) halinde kalır. Ondan sonra melek gönderilir ve bebeğe ruhunu üfler. Sonra ona rızkını, ecelini, amelini, âsi veya itaatkâr olacağını yazar.”
Bahsi geçen hadis-i şerif, tıp ilminin izahları ile örtüşen bir açıklamadır. Gerçekten, kırk gün içinde o nutfeden bebeğin ekser organlarının emareleri belirmeye başlar. Seksen güne kadar organlar oldukça ortaya çıkar ve gelişir. Yüz yirmi günlük olduğunda bebeğin biyolojik gelişimi tamamlanmış, boyu yirmi ile yirmi beş santime, ağırlığı da iki yüz grama yaklaşmıştır. İşte, bu dört ay bittiğinde bebeğe ruhu üflendiği zaman, artık o bir canlı varlıktır. Her insan gibi onun da bir yaşama hakkı vardır. Ondan önce bebeğe yapılacak bir kürtaj müdahalesine dinimiz izin vermediği gibi, dört aydan sonra yapılacak bir müdahaleyi de cinayet olarak kabul etmektedir. (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0