Antarktika kıt’asında kutup köpeklerinin arasında yaşanan eşsiz vefâ duygusunun muhteşem manzarasını filmde izledikten sonra gerçekler dünyasına döndüm. İnsanlar arasındaki vefâ duygusunun kırıntısının bile iyice gözden kaybolmasının acısını hissettim.
Hatta, kudsî bir dâvâ etrafında yıllarca beraber çalışan dâvâ adamlarının bile, bir takım olaylar sonucunda kendi derdine düşüp, vefâ duygusunu rafa kaldırmasının derin elemini ruhumun tâ derinliklerinde hissettim. Daha ötesi, bazı insanların arkadaşını yarı yolda bıraktığını, sattığını ve sırtından defalarca vurduğunu görmenin dayanılmaz acılarını bizzat yaşadım. Kutup köpeklerinin o vefâlı hareketlerine imrendim.
Halbuki, vefâ denilen duygu insana yakışan en yüksek hasletlerin başında gelenidir. Yüksek ahlâkı tamamlamak üzere gönderilen Kâinatın Efendisi (asm) en vefâlı insanların başında gelir. Herkesin kendisini inkâr ettiği bir zamanda ilk iman eden ve bütün malını Allah yolunda harcayan Hazret-i Hatice validemizi her vesileyle yad ederdi. Onun hakkında güzel sözler söylerdi. Onu kıskandığını hissettiren Hazret-i Ayşe validemize “Ya Ayşe! Ondan çocuklarım var. Herkesin benden kaçtığı zamanlarda, daima yanımda o vardı.” diyordu. Çocukluğunda kendisine süt anneliği yapan Halime için, ziyaret maksadıyla yanına geldiğinde, cübbesini yere serip oturtuyor ve “Bu benim annemdir.” diyerek iltifat ediyordu. Bunlar gibi binler misal var. O sadece insanlara değil, hayvanlara bile vefâlıydı. Vefâ duygusu Hazret-i Resülullah’ta (asm) en zirve noktasındaydı.
Kâinatın Efendisi (asm) yeni dünyaya geldiği zaman kendinden “Ümmetim! Ümmetim!” sözleri işitilen O Büyük Peygamber (asm), Mahşer Günü herkesin kendi nefsinin derdine düştüğü o dehşetli zamanda bile yine “Ümmetim! Ümmetim! Ümmetimi isterim Ya Rab!” diyerek, en yüksek bir şefkat ve vefâkârlık örneği gösterecektir. Onun o yüksek şefkat ve vefâkârlığına vefâlı olmakla karşılık vermek, ancak onun Sünnet-i Seniyesine sımsıkı bağlanmak ve yaşamakla olur.
Vefâkârlığın asıl erişilmez zirvesi ise, Ezel ve Ebed Sultanı olan Cenab-ı Haktadır. Kâinatı yoktan var eden ve Kıyametle harap edecek olan Allah, kâinatın maddesini yokluğa atarak israf etmeyecek ve onların fıtri tesbihatlarına mükâfat olarak, âhiret âleminin bir kısım inşaatında değerlendirecektir. Asıl vefâsını ise, mümin kullarına gösterecektir.
Bu dünya misafirhanesine, Kâinatın Yaratıcısını tanımak ve Ona iman ile ibadet etmek için gönderildiğini bilen ve ona göre hareket eden müminlere, Allah bu dünyada vefâ ile mukabele ettiği gibi, vaad ettiği Cennet ve ebedi saadeti vermekle, en büyük rahmet ve vefâkârlık ile karşılık verecektir. hatta , cennete aldığı mümin kullarının kalplerini hoşnut etmek için, onların yakınlarından olan ve cehenneme gitmesi gerekenlere şefaat etme hakkı vererek, vefâkârlığının zirvesini gösterecektir.
Ya Rab! Bizleri de bu dünyada vefâlı kullarının arasına kat ve ebediyen razı olduğun kullarından eyle, amin.
asyanur.info samicebeci.net YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)