(Dünden devam)

Yemek borusu iki santimetre çapında ve yirmi ile yirmi beş santimetre uzunluğunda bir borudur. Yemek borusunun iç cidarlarını tamamen kaplayan salgı bezleri tarafından devamlı salgılanan mukoz bir sıvı sayesinde, yutulan yiyecekler kolayca mideye gider. Yemek borusundaki kasların düzenli hareketleri bu kolaylığın ayrı bir sebebidir. Bizim bunlardan haberimiz bile olmaz. Alınan tedbirlerle hayatımız devam eder gider.

Mide ise, bir fabrika gibi çalışmaktadır. Açlık hissinin kaynağı olmakla bizi rızık peşinde koşturur. Yediğimiz besinleri depolar ve salgılarıyla onları parçalar. Çeşitli hareketleriyle boza haline getirir ve vücut tarafından emilmek üzere ince bağırsaklara gönderir. Yemek yendikten  yirmi dakika sonra mide öz suları salınmaya başlar. Midenin iç yüzeyini dolduran bir veya iki mikron büyüklüğündeki kırk milyon civarındaki salgı bezleri bu salgıyı yapar. Bu salgılar besinleri eritecek çok kuvvetli asitleri içinde barındırır.

Mide salgısı içinde gastrin hormonu, pepsin enzimi, hidroklorik asit ve mukos bulunur. Hele hidroklorik asit, çinko ve demiri eritebilecek güçtedir. Diğer bir kısım salgılar da, mideyi bu asitlerden koruyucu özelliktedir. O mideyi yaratan Yüce kudret, her şeyi planlamış ve zarar görmesini engellemiştir. Gastrin hormonu ise, besinleri sindirecek seviyede asit salgılamasından sonra devreye girer ve asit salgılaması otomatik olarak durur. Tıpkı bir buz dolabının ısı seviyesine göre çalışıp durması gibi. Çok ince hesap ve ayarlamalarla cereyan eden bu kimyevi olaylar, bizim irademiz dışında gerçekleşir.

Yiyecekler vasıtasıyla vücuda giren zararlı mikropları öldürmede, hidroklorik asit yanında pepsin maddesi de vazife görür. Alınan bütün bu tedbirler, bizim üstümüzde kudretli bir iradenin varlığını ve tasarrufunu kör olanlara da gösterir.

Nihayet on iki parmak bağırsağına gelen, pankreastan ve karaciğerin safra kesesinden gelen salgılarla iyice karışan boza halindeki besinler, yedi metrelik ince bağırsağa geçtikten sonra tümörler vasıtasıyla emilerek kana karışır. Moleküllerine kadar ayrışan besin maddeleri ve vitaminler, vücudun bütün hücrelerine kadar taksim edilir. Göze gidecek olanlar göze, kemiklere gidecek olanlar kemiklere alyuvarlar ile götürülür. En küçük bir karışıklık olsa, göz göz olmaktan çıkar ve kemikler de özelliğini kaybederdi. İsrafa meydan verilmeden tamamen vücuda alınan faydalı maddelerden arta kalan atık maddeler, iki metre uzunluğundaki kalın bağırsaktan dışarı atılır.

Üzerinde ciltlerle kitaplar yazılan bu sindirim esnasında meydana gelen mucize olaylar zinciri, nihayetsiz bir ilim, irade ve kudret sahibi olan Yüce Yaratıcıyı bildirmekte ve tanıttırmaktadır. Hayat ise, Allah’ı tanımak, iman edip ve itaat etmekle anlam kazanır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0