Su, insan hayatına en lazım olan bir hakikattir. Su olmadan hayat olmaz. Ekseriyetle dağlardan kaynayan dereler, nehirler ve ırmaklar, dünyanın her tarafında insanların yerleşim alanlarını teşkil eder. Çok ilginç özellikleriyle de, insanların dikkatini çekerler.
Bediüzzaman Hazretleri, Ayet-ül Kübra adındaki eserinde nehirler içinde, altı bin beş yüz kilometre uzunluğuyla, geçtiği ülkelere hayat kaynağı olan Nil Nehrinden bahseder. “Mısır ülkesini bir Cennete çeviren mübarek Nil nehri, Cebel-i Kamer denilen bir dağdan, mütemadiyen küçük bir deniz gibi akıyor. Eğer altı aydaki sarfiyatı dağ şeklinde toplansa ve buz olsa, o dağdan daha büyük olur. Hâlbuki, o dağdan ona ayrılan yer ve mahzen, altı kısmından bir kısmı olamaz. O sıcak memlekette az yağan yağmuru toprak yuttuğu için, Nil kaynağına giden az miktardaki yağmur o dengeyi koruyamadığından ve âdet-i arziye fevkinde olduğundan hadis-i şerifte “Nil ile birlikte dört nehre her an Cennetten bir damla indiği için bereketleniyor ve bitmiyor.”denilmiştir.
Fırat, Dicle ve Seyhan nehirleri de Nil nehri gibi olduğu bilinirse, dünyadaki bütün nehirlerin bu mânâdan hisseleri olduğu anlaşılır. Rahmetiyle her şeyi kuşatan Rabbimiz, basit sebepler ve bahaneler perdesi arkasından bütün ihtiyaçlarımıza cevap vermektedir.
Nehirlerin kaynadığı dağlar, aynı zamanda toprağı denizin istilasından da muhafaza eder ve teneffüs ettiğimiz havayı süzerek zararlı gazlardan tasfiye ederek temizlerler. Adeta dağlar dünyanın akciğerleri vazifesini görürler. Havadaki karbondioksit gazını alarak kendine gıda yapan ağaçlar, atmosfere oksijen salarlar. Çeşitli sebeplerle çıkarılarak dağların ve ormanların imhasına sebep olan yangınlar, bu akciğerleri koparıp atmaktan farksızdır. “Kıyametin koptuğunu görseniz bile, elinizde bir fidan varsa onu dikin.”hadis-i şerifi çok mânâlara işaret etmektedir.
İçinde yaşadığımız âlemin varlıklarından bahseden ve onlara Allah hesabına ve mânâ-yı harfiyle baktıran Kur’an-ı Kerim, dağlardan ve nehirlerden bahsetmekte ve bizleri ibret almaya dâvet etmektedir. “Görmüyor musunuz Biz deveyi nasıl yaratmışız, semayı nasıl yükseltmişiz, dağları nasıl dikmişiz ve yeryüzünü nasıl düzlemişiz?”ferman eden ayetler, hep bu minval üzere ders vermektedir.
Evet, yeryüzünün azamet ve kudret delilleri olan dağlar, hayat kaynağı olan nehirler ve ırmakların hepsi insanın emrine verilmiş ve istifadesine sunulmuştur. Mühim olan da, onlara bu gözle bakıp imanımızı güçlendirmek ve onları bizim emrimize veren Allah’a şükür ve ibadetle karşılık vermektir.
asyanur.info samicebeci.net