Siyaseti dine dost ve hizmetkâr yaparak İslâm dinine hizmet etmeyi prensip yapan ve Eski Said dönemini kapatarak, büsbütün ahiret ehli Yeni Said kimliğiyle ortaya çıkan ve tamamen iman ve Kur’an hakikatlerine hayatını vakfeden Bediüzzaman Hazretleri, çok partili demokrasi dönemine kadar bu tarzını devam ettirdi. 1950- 1960 yılları arasında ise, Üçüncü Said kimliği ile siyaset âlemindeki insanlara gerekli ikazları yapar ve yanlış gördüğü uygulamalardan vazgeçilmesini ihtar ederken, doğru gördüğü icraatları da alkışlar.

Milletin ve vatanın selâmeti için hayatını ve rahatını feda eden bu büyük insan, yakasını bir türlü haksız suçlamalardan kurtaramaz. Bundan dolayı ya mahkemelere ya da hapishane ve sürgünlere muhatap olur. “Sen gizli bir cemiyet kurmuşsun. Şahsî nüfuz temini peşindesin. Rejime muhalif fikirler yayıyorsun. Dini siyasete alet ediyorsun. Devletin temel nizamlarını dinî esaslara bina etmeye çalışıyorsun.” gibi, aslı astarı olmayan suçlamalarla mahkum edilmeye çalışılır.

Bütün bu suçlamalara rağmen, cumhuriyet mahkemeleri tarafından inceden inceye yapılan tetkikler ve ehl-i vukuf raporlarıyla, isnad edilen suçlamaların hiç biri bulunamaz ve ispatlanamaz ve mahkemeler berat ile neticelenir. Hem Bediüzzaman Hazretlerinin, hem telif ettiği eserlerin, hem de o eserleri okuyan Nur Talebelerinin masum olduğu, temyiz mahkemesi tarafından da tescil edilir.

Kendisine yapılan suçlamaların hepsinin asılsız olduğunu, asıl suçlu görülen tarafının Mustafa Kemal’in bir kısım icraatlarına yaptığı itirazları olduğunu söyleyen Bediüzzaman, diğer suçlamaların birer bahaneden ibaret olduğunu ifade eder. Mustafa Kemal’in “Böyle kahraman bir hoca bize lâzımdır.” diyerek yaptığı dâvet üzerine Ankara’ya gelen ve mecliste ayakta alkışlanarak hoş geldin merasimi yapılan, alkışlar arasında kürsüye çıkarak Kurtuluş Savaşının zaferle sonuçlanması için dualar eden Bediüzzaman Hazretleri; Ankara’daki bir kısım reislerin İslâm dini aleyhine kayan yanlışları için gerekli ikazları yapıp, onları bu yanlışlarından döndürerek kurtarmaya çalışır. Fakat, Batılı bir toplum meydana getirmek adına çıkılan yoldan dönülemeyecek bir irade ile karşılaşınca, Ankara’yı terk eder ve tamamen sırtını dünyaya döner. Bütün gayretini iman hakikatlerinin ispat ve izahına sarf etmeye başlar. (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci ile Risale-i Nur dersleri) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)