Yarattığı bütün sanatlı eserlerinde hârika bir tasarım ve muhteşem bir mimari plan takip eden Cenab-ı Hak, insan bedenindeki her bir organda da mucizevi bir sanat ortaya koymuştur. Bütün cin ve insanlar en son teknolojileri ile uğraşsalar, o sanatların ve organların aynısını asla yapamazlar.

Bahsi geçen organlar içerisinde pankreas ve safra kesesi de ilginç bir görüntü arz etmektedir. On iki parmak bağırsağına bağlı uzunca bir yaprağı andıran ve iki kanal ile on iki parmak bağırsağına salgıladığı sıvıları akıtan pankreas, sindirim sistemindeki en fonksiyonel organlardan birisidir. Pankreas sıvısı, karbonhidratlı besinleri, hem yağları ve hem de proteinleri sindirici enzimleri içinde bulundurur.

Tıp ilminin tespitlerine göre, pankreas sıvısındaki tripsin, kimotripsin, karboksipolipeptiaz, ribonükleaz gibi enzimler proteinlerin; amilaz enzimi karbonhidratlı maddelerin, lipaz enzimi de yağ ve yağ asitlerinin sindirilmesini sağlar. Aynı zamanda salgıladığı bol miktardaki bazik karakterli sıvı, mideden gelen hidroklorik asitle birleşerek onu nötrleştirir. Bu suretle sindirim kanalının tahrip olmasını engellemiş olur. On iki parmak bağırsağının içine yerleştirilen brunner bezlerinin salgıladıkları bol miktardaki mukus sıvısı da, mide asitlerinin yapacağı tahribe engel olmada pankreasla iş birliği içinde olur. Şu muhteşem sanat ve birbiriyle yardımlaşmayı gören insan, nasıl bunları böyle yaratan Yüce Yaratıcıya hayran olmaz ki? Akıl alacak şey değil!

Bir başka ilginç nokta ise, Allah’ın Hafiz isminin oradaki tecellisidir. Zira, pankreasın ürettiği proteinleri sindiren enzimler içinde birisi de tripsin enzimidir. Tripsin o kadar güçlü bir enzimdir ki, onu üreten pankreası bile eritebilir. Ancak Hafiz ismiyle pankreas ve on iki parmak bağırsağını koruyan Yüce Yaratıcı, bu enzim üretildiği esnada ve on iki parmak bağırsağına ulaşıncaya kadar onu tripsinojen halinde tutar. On iki parmak bağırsağına ulaştıktan sonra, yine pankreasın ürettiği baz karakterli sıvı vesilesiyle tripsine dönüştürülür. Aktif haline o zaman gelen tripsin denilen bu çok kuvvetli enzim, proteinli besinleri sindirmeye başlar. Hafiz isminin şu tecellisine bakın ve Allah’ın kudreti karşısında Allahü Ekber deyin.

Bizim cereyan eden bu muhteşem olaylardan haberimiz bile olmaz. Ne enzimlerin üretimine ve ne de sindirim işlerine hiç müdahalemiz olması söz konusu bile değildir. Eğer bir müdahalemiz olsaydı, zaten her şeyi karıştırırdık. Besinlerin sindirilmesini temin eden de, tehlikeli asit ve enzimlerden organlarımızı koruyan da, bizi yaratan Allah’tan başkası değildir. (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 1