Siyaset

ÖZEL TEŞEBBÜS VE ÖZELLEŞTİRME

Anayasa ile koruma altına alınan ilke ve inkilâplara rağmen, sağ iktidarlar özel teşebbüs ve özelleştirmenin öncülüğünü yaparak geliyorlar. Dünyada meydana gelen gelişmeler ve iktisadî reformlar bunun böyle olmasını gerektiriyor.

Zaten 1982 anayasası ömrü dolmuş, sosyolojik gerçeklere cevap vermeyen ve askerlerin vesayeti altında dayatılan, sivil iradeden mahrum çağ dışı bir anayasadır. Bu kadar değişiklik yapılmasına rağmen, özünü hâlâ koruduğundan, yaşadığımız sıkıntıların asıl kaynağını teşkil etmektedir. Parlamentonun hür iradesiyle, sivil ve demokratik bir anayasa mutlaka yapılmalı ve hayata geçirilmelidir.

Böyle sivil bir anayasada asla ilke ve inkılaplara yer olmamalı ve özellikle devletçilik anlayışı tamamen terk edilerek, özel teşebbüse alabildiğine imkân ve fırsat tanınmalıdır. Eğer fikri hür, vicdanı hür bir millet isteniyorsa, mutlaka bunu netice verecek cesur teşebbüslerde bulunulmalıdır.

Şayet, 1960 ve 1982 ihtilâlleri ile 1971 muhtırası ve 28 Şubat 1997 post modern darbeleri olmasa ve demokrasinin önü kesilmeseydi, özel teşebbüsün önü açılıp devletçilik anlayışından uzaklaşılarak; bu gün Türkiye, belki Almanya ve japonya’nın bile ilerisinde bir ülke olurdu.

Fakat, Halk Partisinin ilkeleri kocaman kayalar gibi milletin önünü kesip, manevi ve dînî hayatımızı katlettiği gibi, maddi ilerlemelerden de ülkeyi geri bıraktırdı.

Evet, irtica ile mücadele adı altında İslâm dini ile uğraşanlar, bu mücadeleyi Halk Partisinin ilke ve inkılâpları adına yaparak geldiler. Hakiki bir terakki ve asâyişi netice veren İslâm dinini bilerek irtica ile karıştıranlar, asıl ülkeyi geri bıraktıran gerici bir zihniyetin dar kalıplarına milleti zorla sokmak istediler. Ancak, dünyada meydana gelen gerçekler, demokratik bir cumhuriyet dışında bahsi geçen dar kalıpları parça parça etti. Bundan sonra tekrar geriye dönülemeyeceğine göre, geleceğimiz aydınlık olacaktır, inşaallah.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci vdeoları)

Reklam

Yorum Yap