Müslüman olan herkes, şayet özürlü değil ve bütün şartları yerindeyse mutlaka oruç tutmak zorundadır. Yoksa büyük bir vebal altına girer. Bilerek orucu terk etmek Allah’a isyan anlamındadır.
Ramazan ayı geldiğinde, genel anlamda İslâm dünyası orucun genel şemsiyesi altına girer ve oruç insanları suç işlemekten büyük oranda alıkoyar. Yapılan istatikler bunu göstermektedir.
Oruç, yalnız mideyi aç bırakmaktan ibaret değildir. Her şeyde olduğu gibi, oruç tutmanın dahi mükemmel olanı vardır. Bu hususta Bediüzzaman Hazretlerinin tespitlerine bakmamız lâzımdır: “Orucun ekmeli ise, mide gibi bütün duyguları, gözü, kulağı, kalbi, hayali, fikri gibi cihazat-ı insaniyeye dahi bir nevi oruç tutturmaktır. Yani, muharremattan (haram şeylerden), malâniyattan (boş şeylerden)çekmek ve her birisine mahsus ubudiyete (kulluğa)sevk etmektir. Meselâ, dilini yalandan, gıybetten ve galiz tabirlerden ayırmakla, ona oruç tutturmak ve o lisanı, tilâvet-i Kur’an ve zikir ve tesbih ve salâvat ve istiğfar gibi şeylerle meşgul etmek; meselâ gözünü nâmahreme bakmaktan ve kulağını fena şeyleri işitmekten men edip, gözünü ibrete ve kulağını hak söz ve Kur’an dinlemeye sarf etmek gibi, sair cihazata da bir nevi oruç tutturmaktır. Zaten mide en büyük bir fabrika olduğu için, oruç ile ona tatil-i eşgal ettirilse, başka küçük tezgâhlar kolayca ona ittiba ettirilebilir.” (Mektubat s. 683)
Cenab-ı Hak bu Ramazandaki orucumuzu, bu tarzda tutmayı cümlemize nasip etsin, inşaallah.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)