Dünya çapında ve kudsî bir hizmet etrafında toplanan dâvâ adamları, birbirlerinin eksik ve noksanlarını tamamlarlar.
Her fert başlı başına bir şahsiyete sahip olduğundan değişik karakter ve kabiliyetlerle donatılmıştır. Aynı dâvâ için bir araya gelenler, eksileriyle değil, artılarıyla birleştiklerinden tam bir şahs-ı manevi oluştururlar. Bu zaman cemaat asrı olduğundan, insanlar mensubu oldukları cemaatin şahs-ı manaevisinin gücüne göre ayrıca bir kıymet alırlar.
İslâm dinine hizmeti esas alan cemaatlerin şahs-ı manevileri daha güçlü ve etkili olmak durumundadır. Çünkü, fiilî duaları besleyen arkada kavlî dualar da vardır. Hem de, her ferdin diğer fertler için yaptığı dualar masum bir dille yapılır. Zira, bir şahıs kendisi için Allah’tan bir şey isterken günahkâr bir ağızla dua ettiği halde, dâvâ arkadaşları ve sair müminler için dua ettiğinde, günahsız ve masum bir dil ile dua etmiş oluyor. Çünkü, kimse başkası adına günah işlemiş değildir. Bu açıdan, ortak dualar reddedilmez ve kabule daha yakındır.
İhlâs, sadâkat, takva ve tesanüdü esas alan ve onları koruyan fertlerden meydana gelen bir cemaatin şahs-ı manevisi mükemmel ve kusursuz bir evliya hükmüne geçtiğinden, Cenab-ı Hakkın bir çok hususi yardım ve lütuflarına mazhar olur. Harika muvaffakiyet ve inkişaflar birbirini takip eder.
Bu nokta-i nazardan ihlâs, sadâkat, takva ve tesanüdde terakki etmek lâzımdır.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)