Su, akıcı özelliğe sahip bir sıvıdır. Nereye meyil bulursa oraya akar. Belli bir basınç olmadan su yukarılara çıkmaz. Onun için pompalarla şehir şebeke suları en yüksek apartmanlara kadar çıkarılır.

Yer çekimine inat ağaçların tepelerine kadar su nasıl yükselir? Elektrikle çalışan pompa da yok. İşte, ağaçlarda bulunan odun ve soymuk boruları burada bir asansör gibi iş görüyor. Yerden aldığı suyu ağacın her tarafına sevk ediyor ve güneş enerjisiyle meydana gelen fotosentez olayı ile, köklere kadar ağacın beslenmesinde bu borular vazife görüyor. Bu harika olayları görmeyenlerin ya aklı yok, ya da kalbi bozuk. Bu muhteşem sanata hangi tesadüf karışabilir?

Ormanların dünyanın akciğerleri olduğu söylenir. Bu doğrudur. Çünkü, ağaçlar ve diğer bitkiler havadaki karbondioksidi alır kendine besin yapar, atmosfere ise oksijen salar. Böylece, insanoğlunun çeşitli şekillerde kirlettiği atmosfer temizlenmiş olur. Biz de o temiz havadan alabildiğine istifade ederiz. Orman yangınları için “Akciğerlerimiz yanıyor!” tabiri buradan gelmektedir. Şu kurulu düzenden böylesine istifade eden insanlık, nasıl  o düzeni kuran Cenab-ı Haktan gaflet eder anlamak mümkün değildir!

Evet, yeryüzünü bahar mevsimi geldiğinde, ölümünün ardından dirilten ve kışın beyaz sayfasını, yemyeşil bahar sayfasıyla değiştiren ve ölüleri dirlten Allah, kıyamet sonrasında bütün ölmüş insanları da diriltecek ve her kesin yaşadığı hayatın hesabını görerek, kimi insanları mükâfat menzilleri olan cennete, kimi insanları da azap memleketi olan cehenneme gönderecektir.

Gönderdiği semavî fermanlarda bunun böyle olacağını haber veren Cenab-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de daha detaylı olarak iki binden fazla ayetle aynı hakikati ispat ediyor. Hem tehdit ediyor, hem de müjdeler veriyor. Aklı başında olan insan, hayatını elbette buna göre düzenler ve düzenlemelidir, vesselâm.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)