Bediüzzaman ve talebelerinin gösterdiği fedakârlık, hak uğrunda sergiledikleri sebat ve metanet, Asr-ı Saadetin âhirzamana yansımış bir cilvesi gibi görünmektedir.

Her türlü takip, tevkif, işkence ve hapisler, bu kahraman insanları inandıkları dâvâlarından bir an bile geri çevirememiş, bilâkis iman ve Kur’an hizmetindeki şevk ve gayretlerini kamçılamış ve perçinlemiştir.

Her zaman ve zeminde ve her türlü şartlar altında, Van Kalesinden ayağı kayıp düşerken “Eyvah dâvâm!”diye haykıran Bediüzzaman’ın dâvâ anlayışı onlara rehber olmuştur. Asr-ı Saadeti, İslâm tarihini ve Nur Hareketinin tarihçesini çok yakından bilen ve takip eden bu günkü Nur Talebeleri de, aynı fedailik ve fedakârlığın takipçileridirler. Zaman, zemin ve şartlar ne olursa olsun, dâvâ ve iman hizmeti, her vakit onlar için birinci plandadır. Onun dışındaki şeyler her zaman geri planda ve dâvâ için birer vesiledir. Dünyanın maddi ve manevi imkân ve makamları onları hizmetlerinden alıkoyamadığı gibi, daha fazla hizmete sahip çıkmaya birer teşvik sebebidirler. Aksi takdirde servetinden, sıhhatinden, istirahatinden, maddi ve manevi imkânlarından âzamî fedakârlık yapamayanlar, dâvâ adamı olamazlar. Kudsî bir hizmetin fedailiğini yapamazlar. Bu noktaya dikkat etmek lâzımdır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)

Views: 0