Risale-i Nur Hizmeti

NOKTA-İ İSTİNAD

Birisi demiş “Bana bir nokta-i istinad gösterin, onunla dünyayı yerinden oynatayım.” Bu sözde acaip bir sır vardır ki, kâinat içinde âciz ve zayıf bir varlık olan insan, bir dayanak noktası bulsa, küre-i arz gibi büyük işleri yapmaya teşebbüs eder.

En büyük nokta-i istinad Cenab-ı Haktır. Zira, yalnız O bâki ve Onun dışında her şey fânidir. Onun içindir ki, atalarımız demişler: “Ağaca dayanma çürür, insana dayanma ölür, duvara dayanma yıkılır. Allah’a dayanan yıkılmaz.”

Eski zamanlarda cemaat ruhu teşekkül etmediğinden, bazı kutuplar, gavslar ve ferd-i ferit mübarek zatlar, o zamanların ehl-i imanına nokta-i istinad olur, hem insanların imanlarının muhafazasına, hem de Kur’an hizmetine vesile olurlardı. Gele gele âhirzamana gelindi. İnsanlık âleminde sosyal hayat güçlendi. Dernekler, sendikalar, partiler, vakıflar ve sair gruplaşmalar ile, zaman cemaat zamanı oldu.

Âhirzamanın fitne ateşlerini söndürmek ve ehl-i imanın yüzünü yeniden Kur’an-ı Kerim’e ve Sünnet-i Seniyeye döndürmekle vazifeli olan Bediüzzaman Hazretleri, tek başına ehl-i dalâlete karşı galip gelemeyeceğini dikkate alarak, Nur Talebeleri ünvanıyla teşkil ettiği nurani cemaatin şahs-ı manevisini temsil ederek, Süfyan komitesinin bid’akâr rejiminin tahribini tamire başladı.

Bu esnada, hiç bir zaman şahsını ve ihraz ettiği manevi makamını ön plana çıkarmadı. Bilâkis hep kendisini geri plana atarak merciiyetten azledip, Risale-i Nur’a ve cemaatin şahs-ı manevisine nazarları çevirdi. “Bâki hakikatler, fâni şahıslar üzerine bina edilmez. Risale-i Nurları okumak, benimle şahsen görüşmekten on defa daha fazla size menfaatlidir.”diyerek, şahsını dayanak yapmadı. Nokta-i istinad olarak Nurları ve şahs-ı maneviyi gösterdi. Bu bir tarzdır ve Bediüzzaman’a hastır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)

Reklam

Yorum Yap