(Dünden devam)
Cenab-ı Hak tarafından insana verilen ve imtihanına vesile olan nefsin mahiyetini ve mertebelerini izah eden İslâm âlimleri, onun yedi mertebesi olduğunu tespit etmişlerdir.
Nefsin birinci mertebesi: Nefs-i hayvanidir ki, insanın hayvani istek ve arzularıdır.
İkinci mertebesi: Nefs-i emmâredir ki, insanın hayvani isteklerine ve şeytanın çirkin şeylere teşviklerine itirazsız itaat etmesi durumudur.
Üçüncü mertebesi: Nefs-i levvâme: Kötülüğü ve günahı işledikten sonra, fenalığı hatırlayarak pişman olan ve iyiliğe meyleden nefis.
Dördüncü mertebesi: Nefs-i marziyedir. Kusurlarını bilen ve kendisinden razı olunan nefis. Allah katında makbul olan nefis.
Beşinci mertebesi: Nefs-i râziyedir ki, Allah’tan razı olan ve Ondan başa ne gelirse hoşnut olan nefis.
Altıncı mertebesi: Nefs-i mülheme olarak isimlendirilir. Lüzumu halinde Cenab-ı Hak tarafından kendisine hakikatler ilham edilen, temizlenmiş ve tekâmül etmiş nefistir.
Yedinci mertebesi: Nefs-i mutmainne: iyiliği kötülükten ayırt ettirerek insanlık vazifesini tanıttıran ve insanı Allah’a yaklaştıran nefis. Nefsin, Allah’ın emirleri altında sakin ve şehvani şeylere kapılmayarak, her türlü ızdıraptan kurtulmuş mertebesidir.
İnsan, yaratılıştan ve cibilli olarak evvela nefsini sever, sonra başkalarını sever. Ayıp ve kusurlarını görmek istemez. Ancak, nefsi ıslah etmek, hakka ve doğruya hizmetkâr kılmak, onun isteklerinin tersini yapmakla mümkün olur. Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi: “Evet, nefsini beğenen ve nefsine itimat eden bedbahttır. Nefsinin ayıbını gören bahtiyardır.”
Nefsin çeşitli hallerini nazara veren Cenab-ı Hak, Fecr Suresinde şöyle ferman eder: “Ne zaman Rabbi onu imtihan etmek için kendisine nimet verse ve ikramda bulunsa, insan ‘Rabbim beni üstün kıldı.’ der. Ne zaman rızkını daraltarak imtihan etse ‘Rabbim bana hor baktı.’ der. Hayır! Aslında siz yetime iyilik etmezsiniz. Birbirinizi yoksul doyurmaya teşvik etmezsiniz. Mirası helâl haram düşünmeden bol bol yersiniz. Malı da çok seversiniz. Heyhat! Yeryüzü paramparça edildiğinde, Rabbinin emri gelip melekler saf saf dizildiğinde, o gün cehennem de göz önüne getirilir. İnsan o gün her şeyi hatırlar. Fakat hatırlamanın ne faydası var? ‘Keşke!’ der. ‘Şu ebedi hayatım için bir hazırlık yapmış olsaydım!’ O gün Allah’ın vereceği azabı kimse veremez. Onun zincire vurduğu gibi kimse vuramaz. Ey imanı sağlam, güzel huylar ile huylanmış, kalbi Allah’ın zikriyle huzura ermiş bahtiyar nefis! Sen Ondan, O da senden râzı olarak rabbine dön. Kullarımın arasına katıl. Ve cennetime gir.”
Mutmainne olmuş nefislerin âkıbeti işte böyledir. Cenab-ı Hak, hepimizden râzı olsun ve cümlemizi bahtiyar kulları arasına dahil etsin, cennet ve cemâliyle müşerref etsin, amin.
asyanur info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 1